AH, ŞİİR!
Sonsuzluğu da uğurladık madem,
Varsın matem dolsun gökyüzü Ve umuda dökülen ellerinde Namahrem şarkıların Büyüsün doya doya deli sevdam. Uzakta kalmışlığın biçare tınısı Elzem zerreleri belki de yarına dair Bir de un ufak olmuşken Kaderin ikramı. Hadi sen de dol içime Boşlukların dokunaklı tebessümü Yüreğin ılık meltemi, Demelerimin özrüdür her şiir, Gece kavuşmadan ışığa Bir damla yaş da eksik süzülsün yürekten Kerelerce aldatılmışlığın nazarında Gökyüzü bile ağlamaklı. Elemi baş tacı yapan günün yongasında Islak her şiir Tecelli eden rahmetin gizeminde; Bir kıyam öncesi Üzerine serildiğim rahlede Dokunmadan yaralarıma, Ezeli ikametin de sırlarına Boca ettiğim akşamın en namert tınısı Yine özlemden ırak olmasını dilediğim sevdam. Islak dokunuşlar nüksediyor şafağa asır kala, Gözlerinde kaldığım hangi boyutsa Sür git özlemin en devrik acısı Bir kehanetten çıkıp da yola Sükûtu uğurladığım hangi mihraksa, Başımdan esen yellere biat Aşındırdığım kaldırımlarda bir başına. Aşkı alkışlar da ellerim, duymazsın Gözlerime mil çekerim de görmezsin: Sen, en iyisi aldırma Hem tüm sessizliktir beni evrenden çalan Kursağımda sırdaş imgelere doyamadığım Ölüm öncesi kanarım da için için, Derlediğim anılarda Bir de yakarışına doymadığım Bunca nifak sokulu iken hayatla arama Hele ki duyumsamayı becerse, dediğim Hangi yürekse bir de beyitlerde gizlendiğim. Ya da aşka binaen tetikleyici minneti de Özümsemeyi paye bildiğim. Ah, şiir! Ah, sevdalı bahçem! Yine kelebek kanatlarında umudun Ser verip sırları da yâd ettiğim Geçmiş özrümü yarına mal ettiğim; An’ımı kollayıp da biteviye esir düştüğüm. Ne çok hezeyan yanar da bilinmeze Demir atarım usul usul Gönlün de eremediği hidayete konuşlu Bir sevda yine makberi özlem; Özrü belki de edemediğim üç beş sitem. Asla çatma kaşlarını yürek yaram; Soy kabuklarını üzünç denen coğrafyanın Kayıp yakasında Kaybolmayı değil bulmayı vaat ettiğin Ömürlük sükût, Tınısında şehrin; Zikrinde belki de demediklerimin, Haydan gelen huya gidiyor madem, deyip de Sevmeleri erteleyemediğim Şunca kelamda neler saklı. Bir bilsen de dokunsan sen de Kırağı çalan gök kubbede Nahoş gölgeleri buyur ettiğim Onca ıssızlığı Isıtan yine derman bildiğim Bin bir neşe. Adsız saltanatında yüreğin Adıma dahi sahip çıkamadığım bir günce; Derlediğim değil asla Dertlendiğim belki de Ya da unutmayı dilediğim bunca hüznü Def ederken Bir şiirin azabına bir de Eşrafın hükmüne binaen Susmayı asalet bildiğim, Hangi acıysa yine Tanrı ile aramda; Hangi rüyamsa gizim; Suretimde olmadık bir gölge Belki de peşin peşin pekişen Süt liman denizlerde girdaba yakalanmayı Nasıl beceriyorsam. Yine bilinmez bir nazarda; Bildiklerimi dahi unuttuğum varlığına Hürmeten, sonlansa keşke ezelden bunca Çektiğim çile. |
Gönül hoşluğuyla Kutlarım..
.......................................... Saygı ve Selamlar..