İSTANBUL BU SEFER OLMAZ
Üsküdar limanında
istiflenmiş suskun vedalar yar gider , ben el sallarım ardından ***************************** İSTANBUL BU SEFER OLMAZ bu sefer değil İstanbul bu sefer olmaz hemen gitmeyeceğim senden senin gibi çok yorgunum duygularım aşrı ,aşrı kilometrelerce birbirinden uzak şehirler gibi geriye kalan saatlerimi hatta günlerimi seninle geçirip koynunda uyuyacağım İstanbul erguvanların uzandığı boğaz boylarının mor sisleri sarmalarken yüreğimi şarkı söyleyen şafak rüzgarlarına kaptırıp kendimi eteklerini toplayan yalıların, ayaklarına uzanacağım bir şehir yorgunuyum ben, tıpkı senin gibi martıları emzirirsin göğsünden sırlarını sızdırırsın, inceden inceye gönül telinden sinende gezip duran vapurların sesinden gecenin loşluğu, nasıl başını döndürüyorsa bende, kendi kederimden dönüyorum İstanbul sen, gece çekildikçe kendi köşene kalabalık yürür üzerine,üzerine tıpkı, hicranlarımın yüreğime yürüdüğü gibi laleler diyarı, gecesi fiyakalı on numara,karnaval kınalı gözdelerin odağı şehirlerin sultanı aşıkların dergahı sümbül kokulu efsunlu diyar loş ışıklı İstanbul ne tarihler gömülü dehlizlerinde ne izler bırakmışsın seni görenlerin gönlünde koca,koca vagonlara yüklenmiş insanlar yüreğine, yüreğine dökülüyor İstanbul eski yıllarına dönmek istesende, dönemezsin tıpkı benim çocukluğuma, dönemeyeceğim gibi loş sokaklarında, birikmiş sancıların var sokaklarında, acıya dem vurmuş, konukların var bir yakandan diğer yakana, tutturulmuş mahyaların var ben seni dinlemeden gitmeyeceğim vapurların seslerini martıların tatlı namelerini kız kulesinin hikayesini senden dinlemeden, gitmeyeceğim İstanbul bir elimi uzatıp sirkeciye denizde oynayan balıklara, ekmek yedirmeden ekmek arası balığından yemeden saray lokumlarını, sevdiklerime götürmeden bir mutluluk bileti almadan ,Nimet abladan eyyüp sultanı ziyaret etmeden gitmeyeceğim senden İstanbul galata köprüsünü, yıllar önce geçtiğim gibi geçmeden sana ,şarkıların en güzelini bestelemeden sana yakışan, en kral şiiri yazıp, yüreğinde demlemeden senin şerefine, agora meyhanesinden bir kadeh şarapla demlenmeden senden gitmeyeceğim İstanbul bak İstanbul ay doğuyor yakamozları serip, denizinin kara sinesine yıldızlar, havai fişek atıyor üzerimize göğsünde bir vapur dolaşıyor, içinde senle ben yaslanıyoruz, şarkı söyleyen rüzgarların eteklerine götürüyorlar bizi ufkun ötesine burgaz adanın çiçekleri, serilsin gönlümüze gün batımını ,orda izleyelim seninle yüzelim, heybeli adanın gamzeli koylarında biraz kaybolalım çam ormanlarında atlayalım paytonlara, karışıp tekrar rüzgarlara ben, hala senin koynunda, seni hala izlemekte ve dinlemekteyim İstanbul üsküdarın iskelesine, vurmuş mavi bulutlar kucağında sallanır mavi umutlar ayasofyadan girip çıkalım haremden bir şiir yükseliyor mimar sinandan notaları gizemli , Mihrimah bestesinden sana bir şarkı dinletecem, zeki mürenden dinle ve yavaşça, bunca yükü at üzerinden yorgun bir zaman geçecek, Üsküdar limanından sende bir şarkı söyle İstanbul en duygusalından takıp kanatlarına beni, o yorgun zamanın son defa uğurla Üsküdar limanından HÜLYA ÇELİK Dost Kalemden Bir ukdedir anılar, değişmedi ezelden, Gözümde canlanırken, yıktın beni tez elden. Merak edip beklerken, esirgedin bir telden, Sen yoksun diye şimdi, bak İstanbul ağlıyor! Yol bitmezdi gelirken, Esenler¹di son durak, Özlem dolu saatler, yüreğim sanki kurak. Bazen kanatlanırdık, uçamayan bir Burak, Sen yoksun diye artık, bak İstanbul ağlıyor! Bu anlamlı ve güzel dizeler için teşekkür ederim Üstat, Hakan KURTARAN. |
hocam tebrik ediyorum yüreğine sağlıklı diyorum
Sayğılar ve selamlar yoluyorum