TUT ELİMİ ALMİLA
Mavi gözlü ilkbaharım,
Şimdi nerdesin, Sensiz ıslanır gülizarım. Vakit, kan tüküren aşkın, Ölüm öncesi yalnızlığıdır. Güllerin şizofren mevsimdir Yüzünde acı bir iklimdir hıçkıran gülüşün Bakışında rengi değişir titreyen denizin Hayalin gezinir sahilde, kumlarda kalmış ayak izin Gözlerinden akar durur bir ırmak Hayat verir canlanır kanımda toprak Savrulur peşimde rüzgâr, Saçların sürgün bir bahar Tut elimi Almila, düşüyorum Gecenin siyah yalnızlığında üşüyorum Bu kadar uzak durma Almila Yıkılır yoksa yürek denen kale Senden gayrisi gurbettir bana Hasretin ayazıdır gönlümdeki sıla Yokluğunda yeşil orman rengi Siyaha çalar. Yalnızlık acı bir kemandır, Her gece on ikiden sonra çalar İntihara ne hacet, asi gidişin varken Bir ömre iki Azrail fazla Bir aşka iki katil fazla Tut elimi Almila Kuşlar konar mı yalnız dala Şimdi zaman gül sürgünüdür Susuz yaz, feri sönen ruhun son günüdür. Sadece ölüler susar mezarlarda Bu sessizlik suskun bir türkü olur baharlarda Konuş ne olur bari sen susma Yarım kalmasın bağlamamda türkü Her mısrası gözyaşıyla ıslanmış, İhtilal romanları arasında kalmış, Mor menekşe gibi solmasın Boynu bükük kalmasın inleyen bu öykü Tut elimi ne olur Almila Uçurumlar çağırmadan beni Gecenin hırçın karanlığına Dağlarda kalsın ölüm Uzanır önüme bir vadinin El değmemiş sahipsiz ovaları Ben aşka susayan bir coğrafyanın Sızlayan ırmağıyım. Bağrıma oturmuş yorgun anılar uzak bana Tut elimi Almila Sensizlik en acı tuzak bana Gitme! Ayrılık sevinmesin Son kez dön de bak bana Ateşsiz küle dönen bir bedenin Son defa bak yanışına . Tut elimi Almila, üşüyorum Sensiz her gece uçurumlardan düşüyorum. 07 05 2008 Hüseyin Özbay |
Mısralarınızı kutlarım.
Yüreğinize sağlık.....