26
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1817
Okunma
etten kemikten değil,
dilimin söyleyemedikleri.
aklımla sevişen
hayalinin terbiyesizliği,
aşka düşürür serseriliğimi.
devingen iç karmaşıklığımın,
imbiğinden silkinip,
övünüp durur öyle gözleri kapalı
dokunduğum ateşle çiftleşmişliğim…
neşe ararken şunun şurasında,
ondan uzakta
birde ekşimese yüzü sözcüklerin,
unutmabeni saksısında…
dünyaya öfke,
içime secde,
düşüme sehpa kurulmuşum!
kimi tapınır kimi ölürüm,
ölümdür belki de tebessüm
yol ayrımlarında…
sırtımın hummasında,
ılık rüzgarlar estirip,
öpüşürüm !
tuzdan sararan yapraklarımla.
kimseciklerin haberi olmaz;
sevmek değil mi ki kabahatim,
dudağından içtiğim…
kim kimsesizliğime "yar" edinir,
böyle bir düşün koynunu.
yerlere çalmamış mıyım,
dilimin tafrasını,
kim diyebilir ki “O” yoktur
varsın yok sanılsın canım…
kıvrılıp mısraların nazenin kalbine,
nasılsa sağarım,
zamanın göğsüne serdiğini.
nasılsa geri alırım ondan kendimi…
-kapamalıyım şimdi gözlerimi-
Hidayet DAL/Can Sokağı Lambaları
03.05.2008