ZİNDANLARDAN YARINLARA
Karanlık zindanlar korkutmadı bizi
Güneşi yüreğimizde götürdük Yalnızlığımızı rutubetli duvarlarla paylaştık. Kuşkanadında bıraktık özgürlüğü Sevdamızı güvercinlere emanet ettik. Ölüm korkutmadı bizi, Köprü eyledik ahirete Ruhun tenden göçü değil miydi aşk? Darağacında urganlara gülümsedik Kürşadların yurduna hicret ederken Ardımızda bıraktık hıçkıran ağıtları Ölüm kıyısında yaşadık, Bir şehzade hüznüyle yaşlandık Hücrelerin ucube yalnızlıklarında İbrahim olduk lal halini yaşadık Cellâtların nefeslerini ensemizde hissettik. Çığlıklar kuşatırken karanlıkları İdam sırası hangimizde diye hiç sormadık Biliyorduk ki en şanslımız oydu Giyeceği kefene gelinlik diyen Alperen yiğitlerdik. Dilimizden düşürmedik Allah’ın adını Zikirden aldık sonsuzluğun tadını Mevla’ya giden yollar urgandan geçiyorsa İlmeyi kendi ellerimizle boynumuza geçirmek Bir şerefti. Celladından helallik isteyecek kadar Tebessüm ehliydik. Zaman durdu gün tükendi Ayağımızda hala esaret zinciri İbrahim gibi ateşten bahçelere atıldık Güllere döndü küller Satıldık bezirgan pazarlarında Ama satmadık ölümde olsa sonumuz 5 Mayıs 2008 Hüseyin Özbay |