OLMADI...
İçimin sessizliğinde üreyen yankı,
Mal ettiğim hüzne deryaların kanadında takılı yalnızlık, Yalın ayak sevişlerin de mezarı Kepaze gölgeler. Bir yükümde bir yüklemde, Kök hücresinde ölümün, Acıyı sağaltan isyanların de mezarı. Anıtlarda ayrı; Aryalarda kanayan yaraların ihlali; Son sürat zaman özürlü yılların de ikrarı: Hani, dolduruşa gelsem de Mimlesem çocuk yanımı; Solduruşa gelsem de kopup gitsem dalımdan: Son bilsem de şu şiiri Koymayı becersem noktayı. Olmadı, başa sardım günü; Yetmedi evrildim diri diri; Olmadı evet, olmadı henüz; Kayalarım un ufak, Sağlarım sol, Solum hepten yangın; Mağfireti belki de onca hezeyanın; Şimdi namert bir şarkı olmak vardı. Tadım olsa keşke Koyuversem en şaşaalısından bir kahkaha: Korkarım ama hem de çok Hele ki öykünen kadınlar görsem çevremde Bir de çemberlerin gizeminde Bir nokta asaletinde Giyinsem ölümü. Aklım düşüşlerde, Ruhta solgun bir siluet edindiğim şu rahle; Kanıksadıkça yorgun yılları, Dalya dedikçe hüzünlerin üzerini örttüğüm Hangi yırtık perde ise, Safsata yüklü ömürlerde çalakalem yaşayan Hangi şairse içime çektiğim… Çok görmeyin asla çoğul kimliğimi; Şen bir bülbül isem ne çare yüksündüğüme; Bir güle dönüşsem gece vakti ne çare Hele ki ölümlü bir serenat tadında İçmeyi dilediğim o milatla Yaktığım her hüznü kovalarken bir heves, Sanrılarımı çoktan gömdüm Açık ara farkla gerçekleri dilediğim. |
Özlem Demirkaya &*.*&