Kaderim demedimBen... Ne çileler Çektim, gözyaşı döktüm Sır olan derdimi kimseye söyleyemedim Yalvardım, yakardım, umutlandım, şikayet etmedim Bir ömür hicranımla hasret yaşadım, hüzünle sabahladım dertlenmedim Ben bu hasrete, alıp götüren ümide, yad ettikçe yaşadığım firkate razıydım, kaderim buymuş demedim Çünkü ben taliptim, umut edendim, hasret ve firkatle ömür tüketendim, akıl ve irade sahibi olduğumu bilendim Bilmem ki... Niçin böyle suskunsun Gecenin alıp götüren sahnesinde sanki dalgın okyanussun Sır olur kelimeler, çıkmak isteyen cümleler melal nasıl konuşsun Ne vakit kelam etsem başını öne eğer, sessizce dinler ve sonra yine içime dert olursun Neyleyim... Takıyı, tasmayı Şan için riyaya kaçmayı Hakkıyla insanlaşmadıkça sevdayı Bana maskeler taktıracak arzuyu, hevayı. Bilmem ki nasıl bir yarış içindesin, hiç dur durak bilmezsin Her fırsatta hevesin için insana huzur ve sürur imkanı vermezsin Arzun yerine geldikçe bir başkasın, gelmedikçe ise yüzü düşmüş, anlaşılmaz bir hissiyat sahibi cansın Zalimler.. Hiç düşünmeden katlederler İnsanlık nedir bilmezler, lafazanlığa girerler Babalar gözyaşlarıyla çocuklarını toprağa gömerler Anneler çaresizlik içinde feryat ederek dizlerini döverler Mazlum ve mağdura sahip çıkanlara karşı hainler ittifak içindeler.Fani olan için kendilerinden geçerler, ebediyeti ve hesaba çekilmeyi bilmezler.Ecnebiler rahiplerin karşısında suçlarını itiraf ederek, günah çıkarttık derler, ya uşaklar, yerli hainler nereye gidecekler İnsan olmak dururken, hainliği, nifakı, şer olanı, ihtiras ve zulmü seçenler, şirk ve tuğyan içinde ecel vaktinde ah u figan edecekler Mustafa Cilasun |