EKMEK DAVASIHayatın tam göbeğine oturmuş bir söz Çok eskilere uzanır bu sözün özü, yaşamın kendisidir. Ekmek davası... Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de... Sevdiğin fırın’ın ekmeği olmayınca tat alamazsın bu davadan!!!. Bal yerine katık edersin acıyı, zehrini içersin hayatın. Bir lokma ekmek yapışır dişlerine, kapanır çenen, susarsın Ekmek davası dersin... Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de... Her şeyi görürüsün olan biten ne varsa, görmezden gelirsin... Yüreğine iner, yaralar seni aykırı sözler. Aldanırsın, harlanırsın, horlanırsın; anlatamazsın kendini Kilitli kalır sözlerin, boğazın düğümlenir, yutkunursun Ekmek davası dersin, susarsın... Savcısı yoktur bu davanın; hakimi de... Gün biter, güneş batar şehrin üstünden Ay hilal’ e dönüşür, o da gider peşinden Yavaş yavaş çöker üstüne, günün ağırlığı Adımlarsın kumsal’ı sabahlara dek Oturursun kıyısına deniz’in, nefes nefes çekersin Köpüklü dalagalarla tepişirsin Koşarsın, yorulursun, sıkılırsın, bunalırsın yüksek yüksek solursun Fakat soluduğun hava senin değildir. Ve siyah beyaz’a dönüşür bütün renkler Yok sayarsın kendini, kendini unutursun Ve unutursun her şeyi ekmek davası dersin... Savcısı yoktur bu davanın, hakim’ mi de... Bakarsın gökyüzüne, tanıdığın yıldızlar kaymıştır Kutup’ ta göstermez yönünü, terse düşer yolun Karşılaşırsın, göz göze gelirsin, anlarsın bakışlarından Değişmiştir düşünceleri, yeni düşünceler, yeni kararlar alırsın Sonra olsun dersin ve ekmek davası dersin... Savcısı yoktur bu davanın, hakim’ i de... Vurgun yer yüreğin,ikiye bölersin geceyi Çekilince el ayak Denizden kum çalarsın sabahlara dek Kanal açarsın dalgasına kumsaldan Yüreğine akıtırsın Doldurursun zihnine binbir heceyi Ekmek davası dersin... Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de... Ufukta görününce hilal’in izi Çekilir el ayak toplanır gider, bir sen kalırsın Uzaktan görünür sönük ışığı balıkçı teknesinin Martlar uçuşur üstünden Ve güzdüz geceye gebe kalır Doğurgaçtır, sancısı başlar deniz’ in Ana rahmi açılır, payına düşeni alırsın Dalarsın, düşünürsün, görürsün, susarsın Kelimesiz kalırsın Ekmek davası dersin... Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de... Martıların gözlerinden bakmak istersin Uçmak istersin Tutunup yıldızlara, boşlukta yükselirsin Vursa da gururun dibe, dalışa geçersin Ekmek davası dersin... Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de... Gezerken kumsalda eline geçince küçük bir taş Sektirmek istersin dalagalara inat, fırlatıp atarsın Dans eder düşüncelerin, yürürsün, gidersin Bir sarhoş narası dıyarsın, kumsalın diğer ucunda Sessizliği bozulur gecenin, kızarsın küfredersin Sonra boşver ekmek davası dersin... Savcısı yoktur bu davanın, hakim’i de... Ekrem SAYGI 27.06.2017 |