havuz gibi problemliyiz eksildikçe dolmak istiyoruz bir yandan ki tükenmişlik denen o modern sendromu yaşamayalım
her şey, hiçlikten geldi en başında sen ve ben diye iki ayrı dünyanın evren içindeki çarpışma teorisiyle başladı bu hikaye mukadderat işte parçalanmamız gereken yerde birleşip kaynaştık
iklimlerimiz oldu atmosferimizde kuşlar bulutlar suyumuzda balıklar oluştu sonra
derken biz olduk yani biz olacak koşullar sağlandığında var olduk diyeyim
mesele buradan sonrası
biz oluştuk diye başladı diğer oluşumlar yani bir şey olunca başka bir şeyi tetikledi o şey de diğer şeyleri derken çok şey oldu bizden sonra ve o ilk şey unutuldu gitti
tamam karışık oldu kabul
şöyle anlatayım;
uzun sandığımız bir yol düşün şimdi beraber yürümeye başlıyoruz önce ellerimiz tutuşuyor ve diyorum ki ellerin benim sonra göz göze geliyoruz gözlerin benim öpüşüyoruz dudakların benim kalbin desen en başta benimdi sevişiyoruz falan için dışın her bişeyin benim
dedikten sonra benim olmaya aday hiçbir şeyin kalmıyor senin de öyle..
bu arada epeyce yol katediyoruz tabi
artık herkesin gözü yolun sonunda değil sona gelmiş adımların bahane arayışında
bir zaman sonra doluyor o havuz sonrası iki seçenek ya taşacak ya bir yol bulup sızacak ...çare yok
önce ellerin bırakıyor sonra gözlerdeki temas kaybı ardından sesler soğuyan kalp derken bir adın kalıyor hatırada bir de yarım kalan yol
ve en berbat duygu sonrasında yaşadıkların bir öncekinin kopyası..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
metal yorgunluğu şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
metal yorgunluğu şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Teoriye göre, birçok evren, birbirleriyle çarpışıp yeni evrenler yaratıyor. Sonra yine çarpışıyorlar; bir öncekinin sancısı. Tekrar var olmak için var oluyor gibi her şey. Olmuyorsa da, her şey kopyalıyor kendini. Çocuklar gibi.
Youtube'un otomatik geçişleri sayesinde. Uzunca bir süre ne dinlediğimin farkında değildim bile. Fark edince değiştirmek için bilgisayara geldiğimde, albüm kapağına görüp çok eğlendim. Nasıl bir durumda olduğumu tahmin ediyorsundur. Bu neymiş ki, diye bakarken, önce zımbırtının ardında tanıdık bir şeyler duyduğumu sandım. Yok canım, dedim. Sonra biraz daha duydum. Derken...
bana o tamtam ezgisini tamıtamına 40 dk dinlettin ya.. alacağın olsun e mi yahu o dediğin dk da önceki geçişlerden farklı bir şey duyumsamadım.. orada kaçırdığım neydi söyle lütfen.. eğer var ya dişe dokunur bişey değilse yazdım bunu bilesin :)
Yorulmayan adını yazsın duvara
Ah sen
ş
i
i
r
göz açıp kapayıncaya kadarsın