0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
945
Okunma
Seninle nihavent makamıydı sevişmelerimiz
Bir nota sonrasını hep bulurdu sıcak ellerimiz
Diz kapaklarından öpemediğim o gece
Sokaklarda kol kola yalnızlığım salınıyor
Ardısıra dost şişeler kırılıyor
İki oğlan kavgasında varlığım
Elleri ölümcül temiz oğlanların
Kışın gelmesi pek yakınmış gibi
Savaş nidaları arasında basılan bir akor gibi
Geceyi tutmaya çalışıyor kollarım
Bir ev ki, bir görsen nasıl
İçinde cinayet işlenmesine ramak kalmış
Bir hayat ki dost şişelerin arasında
Şilte gibi ezilmiş hayaller arasında
Biraz sonra sen gelmemişsin yine
Şehrimin kör bir köşesinde
Şarkı söylemiyorum çünkü
Kendi ağırlığım ayaklarımda
Bu gece, son yağmur yağdı en karanlık tenhalara
En ucuz canların, en pahalı canların üstüne
Nasıl desem, sanki bir can pazarı
Nasıl desem sanki değmektedir
Şehrime gelen her yabancının ay ışığıma nazarı
Sahi bu karanlık nedir böyle
Halbuki hatırla kuzey ışıkları altında buluşmak için
Sözleşmiştik biz ölümle
Anılar uzun zamandır tuzak kurmazdı bana
Uzun zamandır imla hataları yük olmazdı
Bu kadar omzuma
İliklerim soğukta kalmış dilenci gibi sesinle doldu
Ve ne yana koşsam artık her yer boştu,
Ezeli bir kaçışın adımlarını saymaktan daha uzundu
Seni özlemek
Mabedimin kurumuş kanına tutunan ömrüm
Artık sensizlikte boğuldu
Sana dair tüm yazışlarım, tüm hecelerim
Nihavent makamında bir sol gibi sitemkar
Son buldu senden geriye kalan herşeyim
İzafi bir varoluş içinde soluyorum
Ne var ki artık kıyamda duruyorum
Ellerim önümde bağlı
Dilim lal