EVRENİN NEF(E)Sİ...
Bir kat daha çıkmalı yalnızlığın istimlâk duvarına,
Kanayan boyaları da sürmeli kat kat; Sure tadında güneş alan hangi pencere ise Yıkamalı güneşle iç yangınlarından hallice Ve çatlak sesiyle duvarlar yalıtmalı hüznü; Geçkin yıldızları da şerh düşmeli her yüzüne Önden cepheli ay izlekli kadınların muhitine düşmüşken yolu. Sandıklarda naftalin biriktiren; Çörekotu ile nazarı bertaraf eden babaannem Gelse de aklıma gecenin zikrinde, Ne desem boş… en iyisi mi uğrayım yarın Yolum düşmese de ve gitmişken Uğrasam bir de solundaki cephede Yatmayı meziyet bilmiş oğluna Ve fısıldarken Tanrı kulağına mezarlık bekçisinin. Sırlarımı saklı tutmalıyım, Sağ ayağımla ilk adımım ve dilimde Besmele, Hele ki inanmışken kelimelerin gücüne. Sarpa sardı yanık umutlar, kaynak yaptığım Dün yüklü özürlerime Bir de çetrefilli bir yolculuk ise addedilen Zürriyet düşkünü mağdurların diline Kırmızıbiber mi sürsem? Orta yaşlı bir muallime rastladım dün, Gıyabında reşit bir gölge, Tutmasını istediğim elimdeki imzasız dilekçe: Neydi maruzatınız? Beni de alsanız yanınıza, Sırlarımı sererim tam da sınıfın ortasına, Diyenlerden korkmalı belli ki: Yine nazarında kiminin sihirli bir yüreğim, Sinirini bertaraf eden yüreğin müridi de Şu sefil kalemden ibaret bir yengi tadında Kala kalmışlığım belli ki posta kutusunda ruhumun; Tabutlarda dizi dizi lehçe Yine pelesenk bildiğim mücbir sebep; Kafa karışıklığınız da ihanet etti size, dercesine Külliyen yalan olduğuna dair iddiam Belli ki bir gıybettir şahsıma yönelik saldırı Akabinde yüzü suyu hürmetine Duyduğum şu minneti de kabul buyursanız… Cephesiz yangınlarımın solundayım Ve sayıyorum soldan sağa; Bir sen bir de ben bir de biz olduk diyebilsem: Tantana yüklü nizam, safkan aldatılmışlığımla Baş başa; Kerrat cetvelinde hapis hangi sayıysam vay halime. Dolgun yüreklerin maruzatı mıdır hep Kaykılmış cahil cümlelere çektiğim rest Yine de olmazın oluru bir mutluluk peyda olur da, Devreleri atan en yorgun benliğe rast gelir ansızın, Seğirtir de usulca, Yakalar köşesinden yuvarlak belleğimin: Olmayan açısında bir virgüle rast gelirim de hani Ve yuvalrarım tüm sayı ve harfleri: Yorgun zamandan sızan kâhin bilgelerin de zuhur ettiği Aklımın ıslahevinde serili boydan boya, Sefil rotamın ön cephesi Yine arkama almışken evrenin nef(e)sini. |
Ve sayıyorum soldan sağa;
Bir sen bir de ben bir de biz olduk diyebilsem:
Tantana yüklü nizam, safkan aldatılmışlığımla
Baş başa;
Kerrat cetvelinde hapis hangi sayıysam vay halime.
gerçek şiir ne ?
Yukarıdaki mısralar değilse başke ne olabilir ki?
Kutluyorum