seyralem - ayaz sancısı
Çiy tutkusuyla beslenmiş Kırgız masalı
Tev’em yalnızlıklıkların zulasında kehribar yılkıların zirvesinde koklaştığı Altay ayaz sancısında direnmeyi öğrenen bir tay Baş eğmeye meyilli oluşuna ceza olarak Dombrasını heder eder bir Nogay Nevruz yangınının sürgün alevlerinde Tezgahında tutsaklığa alıştırılmış Afgan kilimi Kronik çuvaldızların vesayetinde kıvanç Serumuna isyan karışmış Afrika humması gönül Normal şartlar altında güneşi beklemek erdem Sibirde gölge kovalayan çelebi adımlar Kuzey Amerika’da mavi morpho kelebeği narin Ve Crisan T’eaime ; soğuğun nazlı çiçeği lezginka ezgilerinde direnen bir kafkas yiğidi Vakidir durduğu kara trenin peronlarına küstüğü istasyonlarda İrtiş buz, Pavlodar naz Sema mavi , step beyaz Sancılar ayaz Diazemin makbul olduğu zamanlarda Anguvazın hafakana dönüşümü vakidir Üşümek ve şiir yazmak vaktidir Direnen çocuklar ve anneleri hatırına.. Farzımuhal 2017 |
Bu şiirin tarihsel hesabına o raylar üzerinde parçalanan taş olmak da ihtimaller dahilinde
Belki taş çatlar, kalbinde bir damla su vardır diye umut edersin.
Babil meselesi ilgimi çekmiştir hep ama insanın içindeki Babil (Ene) bahsini anlamak maalesef hadisesiz olmuyor,
demek öyle söylemek gerekiyormuş.
Demek insan ağacın bahara küstüğünü sanıp, ağaca kızarmış. yalnız o ağaç düşer, kimine su üzerinde geçit, kimine ise toprak içinde yeni gübreye vesile olacakmış.
Şöyle bir şey gelir aklıma bir zaman:
Zaman gösterir ki, köpekler bile insana yapılan zulme ağlar, gelen belaya karşı bir korku duyar.
İnsan köpekte pinhan olanı bilemez de, köpeğe gösterdiği merhameti, insana teklif etmez.
Şeyh Şamil'ın oğlunu esir verip, çar yanında büyütüldüğü zaman duyduğu acıya benzer ama geri dönünce heves işte, 'oğul yine Kafkas yiğidim' sansa da, değişmiştir. Velev ki bu fecaat devam etse bile şimdi, bir oğul değil binlerce oğul vardır geri dönecek ve biri elbet Şamil duasına has durur.
Kendi içindeki infial durumu budur Anadolu'nun. Kendi içindeki, iç evladı o paslı kılıç için bile olsa mert kalacaktır.
Yalnız acı, acı sonrası.
(Burukluk karıştırdı her şeyi, sözü bile)
Şiir sağlamdı.