5
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1306
Okunma
suyun cesedini vurunca yüzüne,
topraktan rahme açık kalmış bir gül
kime veriyorsan geri gelen bir at hüznüyle
kızarıyor aynanın karşısında,çekilmez bir akşam üstü
bir bar taburesinin üstüne çıkmanın verdiği belirsizlik
ampulü mü değiştireceksin
intihar mı edeceksin
karar vermelisin,kapının ardından kendime bakıyorum
kapının ağzı sivilceli ve leş gibi gitmişlik kokuyor,
kokunun iskeletindeki bu kırılmışlık,
bir restorantın içinden geçen trenin
darmadağın ettiği saçların yüzünden
telefonumu açmıyorsun
halbuki telefonumu açsan bir atın en güvendiği yerinde
saklayacağım seni,
seni döven baban asla sobeleyemeyecekti seni,
gecenin kamburu çıkmış,
fransızca bilmediği için notre dame kadar popüler olmasa da
bizi üzecek kadar ingilizce bilen yoksunluk
sihirbaz alkış almak istiyorsa
seni bana aşık etmeli,mesele tavşandan öte,
suyun cesedini vurunca anlıyorsun
kırılmış olanın ayna olmadığını
taburenin üstünde bir gül
iki yüzyılda değiştirebilir yanmış ampulü
5.0
100% (9)