KÖREBE AŞKLAR...
Ön sözü kıblede bir sancı adeta,
İçliğin tehdit ettiği göbek b/ağım: Aykırı adamlar tanıyan kadınların isyanı Yine yâd ellerde, Farklı farklı zaman dilimlerinde körebe aşklar: Bir arpa boyu yol aldım zannetmelerin de ötesi Koşuşan ela sancının son durağı: Yine fermanı farklı kelamların, Soytarı bir düşe mal ettiğim Göreceli bir sağanak, Sağ elimde solum saklı madem, Solumdaki yaramda neyi medet bulsam da Haykırsam usul usul? Deme de asla, olur mu sessiz çığlık; Bak işte, ellerimde kirli nifakları Daha dün kopan yürek ağrımda En kısık tebessüm; Bir dili figan bilip de suslara gizlendiğim kadar Arakladığım üç beş cümle Önceki hayatımdan hayli de bayat bir acı Yalnızlığın devrimi, Yana yakıla sevmelerin de bedeli bunca terk edilmiş cümle. Ünlemleri doğurgan hayat hikâyemde Başlı başına nüfus eden bir gölge tadında Kurak iklimlerde yaş’lı gözler; Yasın ana kıtası olsam ne yazar? Bir de kayıp uzvunda şiirin bir dize kadar da Tedirgin iken iç sesim, Hani olur da boykot ettiğim dünlere anlam yüklerim ansızın, Sızım ne anlık ne de dünde kalan bir ön yargı; Belli işte, ölmelerin vatanı şu melun yürek, Kabzasında kazılı sayısız çentik kadar da Delik deşik. Surelerin sıcağında büyüttüğüm ölü dilimleri Hayat denen yerkürenin Bir bağ bozumu bazen Bir de süzgün ve titrek bir ışık kadar mahrem Bileylediğim devrik cümlelerin telaşında Ne nizam ne hazan ne de yangın yeri belle Aşk mihraklı vasat küllerini Geride kalandan ziyade geri geri gittiğim Tünelin ölü pervanesi yine Terk edilmiş bir cenini de kutsarken Tanrı. |
Gönül güzel olunca güzellikler dizelerde can buluyor...
Gonlunuze yureginize sağlık cok güzeldi üstadım....
Gönülden Saygılarla......