Sen Yüreğime Düş'tünönce yüreğime seni kattım şiire seni okudum kağıda seni yazdım bir şarabın kızıllığında seni aradım bardağın kırılan tarafı oldum kestim yüreğimin şah damarını seni akıttım içime and olsun ki şu yüreğime seni yokluğunda da sevdi sonra yürüdüm sokak sokak seni aradım yağmurlarda ıslandım şehrin en soğuk betonlarını adımladım nasırlı avuçlarımla yaralarıma tuz bastım avuçlarım yandı yaralarım kanadı sonra seni bastım yaralarıma bir cam kesiği kadar acıyordu canım ama bir iğne ucu kadar umut ederek bekledim seni bazen çiğ altında kalıyordum bazende cemre düşüyordu saçlarıma ama içime sensizlik hiç düşmedi hep seni içimde yaşatır gibi sevdim ne zaman sana sarılmak istesem hep yüreğim işgalinde yokluğuna sarıldı sanki sol yanıma bir mızrak batırıyorlardı öyle canım acıyordu, öyle kanıyordu ki yokluğunu üstüme örter gibi seni seviyordum sen yüreğime düş’tün ben şiir sandım seni sonra kırmızı şarap kokuyordu ellerin bense tütün kokuyordum gökyüzüm senli maviliklerde bense karanlıklarda seni bekliyordum ama hep yüreğimle yürüdüm sana bazen kar altında kaldım bazen fırtınaya tutuldum ama sana yürümekten vazgeçmedim sende yüreğimden çok uzaklara gidememiştin zaten ibrahim dalkılıç 31 mayıs 2017 21:50 izmir |