ŞİİR TADINDA...
Toprak doygun da mı suya;
Bulut nemli mi yoksa? Bir dirhem yorgunluk bir ömre bedel, Demelerin mahiyeti artık hangi kehanetten sarkık? İhanet düşkünü bir imgeden çalıntı mı da adeta Asaletin sair yalnızlıkla ittifakı… Şiir tadında bir k/adın olmalı; Hitap ettiğin bir de gölgen Hah, bir de mahreminde hangi cefa ise Bellediğin tek hüsran da bu olmasa gerek Sen sefil sevgili. Gözpınarlarında oynaşan yakamoz misali Düşmüşsem bir kez Kaplı gök kubbe hangi sihir ile Teyakkuzda nice bulut Tepesinde gök kubbe Az sonra delireceği/m belli Yolum artık hangi yüreğe düşerse. Zan altında madem kent, Diri düşler de mi tehdit unsuru? Zamansız sevda yellerinde hoş bir koku; İlahi aşkların metaforunda söz öbekleri; Yansız kelamı şairin Bir de derin derin içine çektiğine İhanet eden ölü şiir yeislerinin. Zımba gibi olmalı oysa şiir; Şiir gibi k/adın, demesine de bakma asla şairin Hele ki; kalem tutan elin ucundaysa Pembe ojeli imlerin… Ne yani; Şair mi doğdun anandan, diyenden kork Bir de gözünün en içine bakmayı Hak görmeyen, Keman kaşlı yalanlarından Adına âşık denen kehanetin. Zinhar yalan, Sen gök kubbe; Asılı kaldığım mı asmaya kalktığım Sözcük balonları mı yine Pür-ü pak gönülsüzlüğün Yalın ayak telaşı? Ha, bir de kutsadığı Tanrı’nın Şu satır aralarında kaybolmaların de Elbet var iken hükmü; Soyut şiir misali edindiğim hayal kümesi: Ben ki kıyamda yine sair bir ağaç kovuğu; Sen ki, ne umurunda ne de kaldıysam eğer hatırında Ölüme gebe bir şiir mi yine Tırnaklarımda biriken kiri, kini evrenin? Ah, bir de koyuversem de akıp gitse Kıyımdaki benliğin tüm hüznü. Andımda saklısın demek en nahoş inkâr; Şafak attı mı hele ki doğmazdan önce Evrenin güneşi; Kayıt dışı olmak belki de Azap dolu kelimeleri ihlal edip de Zapt edilesi makbul bir şiirde. |
YaZdıran ve hiseden yüreğine sağlık canım ablam
Tebrikler saygılar