Ağla İstanbul'um Ağla!
Ağla İstanbul’um ağla!
Bağrında yaşanmışlıkların gizi, Zulanda karanlığın ayak izi, Dört duvardan öteye duyulmayan çığlıklar, Sende; onmamış sevda kırıkları var. Ağla İstanbul’um ağla! Kimsesiz çocukların simide iç çekişine, Sokaklarını arşınlayan kadının Paslanmış düşleriyle Yok olup gidişine, Ve binbir sahtekârın Aynalara gizlenişine... Sende; olan bitene içerleyiş var. Ağla İstanbul’um ağla! Gülüşüne yapışmış milyonlarca silüet, Milyon kere pişmanlık, Bir o kadar dönülmezlik var. Ağla İstanbul’um ağla! Sana yakışanların en güzeli hüzün... Bilmem arındırır mı insanları? Barındırır mı gözyaşlarını Lüks semtlerin, varoş yüzün? Ne varsa sende var... Ne varsa sende var... Özlem Pala |
Bilmem...
Ben 33 yıl önce Bakırköy denen semtinde doğup, Kumkapı denen semtinde büyüdüm o şehrin.
Ağladığını görmedim henüz.
Ağlarsa şair ağlar..
Ve o da ağlasın ister..
Ağlamaz şairem, ağlamaz..
Sen ağlama yeter ki, bırak o hep gülsün arsızca.
Sevgiyle...