AŞK DENİLEN BU ATEŞBir avuç sevgi Bir yudum sevda idi Oysa Gönlümün isteği senden Şu aşk tepelerinde Düşe kalka yürürken Yalnızlığım Nem kokulu Dehlizlerinde Labirentinde gönlünün El değmemiş sevdalarının Kime faydası var ki Gönül dağlarının, şen yaylasında Dolaşırken böyle, gülzâra düştüm O mah cemalinin, hoş aylasında Bir halden bilmeze ağyara düştüm Kara sevdalıysan, kapanmaz yaran Felek engel koyar, birleşmez aran Hazanla, hüzünle, ruhumu saran Devasa şahmeran, bir mâra düştüm Uzaklaşıp gittim, ben adım adım Huzur, mutluluktu, oysa muradım Kendi fermanımı, kendim onadım Yağlı urganlara, bir dâr’a düştüm Sevda ateşini, ben kendim yaktım Mecburen hasrete, alışacaktım Gönülden, gönüle, lav gibi aktım Alevi yetmedi, bir kora düştüm Sevenin gözleri, kör diyorlardı Sevmekse bir ateş, kor diyorlardı Hasretlik çekmesi zor diyorlardı Zordan korkar iken en zora düştüm Lüzumsuz aşk denen bir derin kuyu Bazen derin olur, görülmez suyu Senin sevdiğinin, değişmez huyu Gizli saklı değil, ızhâra düştüm Ne bana yaradı bu aşk Ne de sana Ara dur dününü Sen yana yana Sevda surlarını aşıp Gönül bahçelerinde Sevdiğinle olamadıktan sonra Doya doya Sarılmadıktan sonra Neye yarar ki Sende ki sevda Diyorum ki, sana ben Aşk denilen bu ateş İki yürek yakmalı Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |
Bazen derin olur, görülmez suyu
Senin sevdiğinin, değişmez huyu
Gizli saklı değil, ızhâra düştüm
Gönül kaleminize sağlık şiir hocam şiirli geceler