ESKİ ZAMANLAREski zamanlarda duygular, Bir başka yaşanırdı. İlmek ilmek ibrişim ipleriyle işlenirdi sevda. Sevgiliye şiirler yazılırdı, Tadı tuzu yerinde, Şöyle bahar aromalı şiirler. Ateşli sözlerle değil, Özlü, üsluplu sözlerle anlatılırdı aşk. Ali Dayı’yla ile Ayşe Teyze’nin aşkları, Dillere destandı. Görücü usulüyle evlenmişlerdi. Birbirlerini çok ama çok sevmişlerdi. Çiçekli cumbalı balkonlarında, Evin avlusunda, Ihlamur ağacının altında, Kanaviçe işlemeli tahta divanda, Ali Dayı Saz çalar, Ayşe Teyze sevda türküleri söylerdi yanık sesiyle. Evleri huzur kokardı, Hatır gönül kokardı. Bir de portakal… Ayşe Teyze’nin portakallı kekinin kokusu, Efil efil yayılırdı mahalleye. Gıptayla bakardım onlara Bir keresinde, " sizin gibi evliliğim olsun isterdim" dedim. Her ikisi birden: " kızım bu şans işi " dediler. "Hanım," "bey" diye hitap ederlerdi birbirlerine Sözcükler kadifemsi bir edayla düşerdi dillerinden. Dedim ya O zamanlarda duygular bir başka yaşanırdı. Hasret kimi zaman, Rüzgârın esintisine bırakılır, Kimi zaman, Bir güvercinin kanadına bağlanır, Dağları, bayırları, dolanır Deryaları aşıp, Özlenene kavuşup, Sarılırlardı kucak kucak. Öyle kolay değildi kavuşmak. Şimdilerde; Ne sevdanın tadı, tuzu var, Ne de hasretin… Ne cumbalı evlerin kıymeti var, Ne de hatır kokan ellerin… Handan Uçak Tunca |