EMMOĞLU
Bir altmış üçlük boy, bu cüssem ile
Hiçbir yere sığmaz başım Emmoğlu Rotadan çıkan ok, varmaz menzile Beklemekle geçti yaşım Emmoğlu Yazgı engel koydu gönül rayıma Hasret cam kırığı doldu çayıma Yudum yudum içmek düştü payıma Yalnızlık soframda aşım Emmoğlu Omzuma yükledim günleri ayı Nafile aradım çölde Leyla’yı Yaşamadan ettim yılları zayi Dört mevsimin dördü, kışım Emmoğlu Ağır darbe alan, yok ki gardımdan Dara düşersem kim gelir ardımdan Mülteciye döndüm kendi yurdumdan Dönen çarkı devran hışım Emmoğlu Ahde vefa dedim yürek indime Özveriyi yığıp koydum bendime İğneyi batırdım önce kendime Kimseye değmedi taşım Emmoğlu Kuru yaprak gibi yittim selinde Rüzgâr oldum estim deli yelinde Kaderi değişmek, kimin elinde Yoktur muadilim, eşim Emmoğlu Ermişe erene akıl danışsam Doğruları açıp bir bir konuşsam Zincirlere vurun beni yanlışsam Olmadı namertle işim Emmoğlu Bitmedi sözlerim, dahası da var Çığlığımı gizler bendeki bu ar Herkesin yarası gecesi kadar Hüzne kucak açar düşüm Emmoğlu IŞIK Zara ilçem Sivas’tır ilim El ele el Hakka haykırır dilim İnsanı okumak fikrimce bilim Kalmadı batınım, faşım Emmoğlu Azimet IŞIK 06.05.2017 İSTANBUL |