Okuduğunuz şiir 5.5.2017 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Mert Yiğitcan
suskunluk ...
bir can … yalnızca bir canım var kaderin cilvesiydi bu sefil bir coğrafyanın sefiliydim aslında ben biz hepimiz sefiliydik desem de yalan değil
bırakılmıştık işte bir harabenin kapı aralığına cehennemin yan sokağının köşe başına düşmüştük sanki bir yağmur damlasından farksız ve sorgusuz sualsiz geçmişin acılarından bu günün acılarıysa teselli ikramiyesiydi hepsinin ya da bonus diyelim buna
yalnızca bir canım var bir can … başka bir şey hatırlamıyorum hatırlayabileceğim hiç bir şeyim olmadı benim sahipsizliğimden başka yağmuru rüzgarı ve kaldırımları saymazsak
nereden nasıl geldiysem niye geldiysem nereye gidiyorsam sordum durdum hep neden … neden … neden … kim düşürdü beni kim düşürdü bizi bu hale kim ! neden ! yanıtı yoktu ya da ben bulamadım işte
yaşamak denen bir girdabın içinde benzer gerekçelerin yazgılarına mahkum ve aslını astarını dahi anlayamamış bilgisizliğin boşluklarına algısızlığın kuyularına pervasızlığına hiçliğin sürükleniyor … sürükleniyor… sürükleniyoruz daha doğrusu işte bu işin aslı da özeti de bu
hangi dilde yazılmıştır ki yokluk çevirisinden de okusak mı artık her coğrafyadan yıkıntılarını araştırsak mı insanın derisinin rengine bakmaksızın yüreğine nüfuz etse miydik … ki , en ulaşılabilir olanlarına en yakınımızdakilerden başlayarak kazık atmadan iftiralar düzmeden doğrulukla dürüstlükle sevgiyle şefkatle yaklaşabilse miydik … acılar azalır mıydı zehrini paylaşırken birlikte
benden sonrası tufan mı demeli öncesi neydi o zaman ki öncesi sonrası neyi değiştirebildik yazgılarımızdan kendi ezberlerimizi hıfz ederken neleri unuttuk an an ya da düşünmedik düşünemedik … yoksa yazgılarımız bunlar mıydı acaba hiç düşünemediklerimiz …
bir şarkının dizelerinde “ hepimiz tanrıdan bir parça değil miyiz “ (*) “ hepimiz o eşsiz duygunun eseriyiz “ (*) demişti bir şair oysa,
parçaların böylesi dağınıklığı ve savrulmuşluğunda gayya kuyularına bir dosta son hanceri vurmak eyleminin hazzını bırakıp da bir kenara zaman ayırıp hiç düşünebildik mi o eşsiz duygu neydi … bunlar mıydı o eşsiz duygunun eseri …
- suskunluk ; bir yaşam biçimidir -
Mert Yiğitcan 05 mayıs 2017 istanbul
(*) Orhan Gencebay Beni Böyle Sev Seveceksen isimli eserin güftesinden alıntıdır.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
suskunluk ... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
suskunluk ... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İftira düzmeden; doğruluk, dürüstlük, sevgi, şefkat, hak, hukuk, adalet maalesef. İnanç bile ihtirasa yol olmuş. Dokunmalar çok güzeldi de duyan var mı? Güne düşen güzel bir serbest şiirdi. Tebrik ediyorum; selamlarımla.
bir şarkının dizelerinde “ hepimiz tanrıdan bir parça değil miyiz “ (*) “ hepimiz o eşsiz duygunun eseriyiz “ (*) demişti bir şair oysa, öylesine büyük adaletsizlikler ve acılar yaşıyoruz ki, biz acaba başka türlü duyguların eserleri miyiz demekten de kendini alamıyor insan. Insanlığın yaşamlarındaki büyük farklar ve çelişkiler, sömürü düzeni, ezilip, susturulan büyük kitleler için, dünya yaşamı , bin anlamda cehenneme dönüşüyor. Derin mevzular aslında. Kısa keserek tekrar teşekkür edeyim size. Sağlık, huzur, mutluluk dileklerimle :)
Rodin'e sormuşlar: --Üstad bu heykelleri nasıl bu kadar mükemmel yapıyorsun? --O heykel zaten mermerin içinde duruyor, ben sadece taşın fazlalıklarını atıyorum, demiş...
Kumaş iyi ama...
Köyün Delisi tarafından 5/6/2017 12:20:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
Estağfrullah Dilek hanım, üstadlık da ne kelime. Hobi olarak şiir yazmaya çalışan bir garip mimarım ben. Yazdıklarıma, şiir denmez aslında. Şair olmak da şiir yazmak da kolay iş değil. Olsa olsa, şiire yönelik karalamalar diyebiliriz belki. Beğendiğinize sevindim ve teşekkür ederim. Uzun ince bir yolda gidiyoruz işte gündüz gece merhum Aşık Veysel in dediği gibi. Halimizi arz ediyoruz kendimizce. Sevgiyle ve mutlulukla kalın.