Yalandı sarhoşluğumuz
Bin kere kestim;
Yaramaz ellerimi. Kıyamazdım; Tenini, İncitmesinler diye... Çok kere yuttum dilimi; Unuttum bilerek kelimeleri, Öncesindeyken fırtınanın; Ortasında, lal oldum; Sihir bozulmasın diye. Kocaman yeşil çamlar, Arkasında, çağıran bir ev. Kırmızı çiçekli pijama, Isık ışıklı, yorgun camlar. Hep kapı önünde dururdu kalbim, Askılara sığmaz şehvetim. Bir gözüm sende, Bir gözüm kara. Bakıyorken; biz, bize Çok da yakındı, İkimize; Uzaktan aşk. Dinleme, Yağmurun sesi yok artık. Hayli eskimiş, Dilek tutmuyor yıldızlar. Şarkılar; Başka telde çalarken hovarda zamanı; Daha; rakının, şarabın tadını bile alamadık. Yalandı sarhoşluğumuz, Anlamadık. Meğer, ne kadar yalnızmışım; Senin yanında, kendime. Ne kadar çokmuşum sana; Kaldığımda, sensizliğimle... Tekin YESILKAYA |