ALTI MEHMETÇİK VE ŞİİR. METEYıl 1972 Doğduğu gün ölümle tanışmıştı Mete’nin ailesi Ona can veren annesi cansız kalmıştı doğumunda Hayata bir sıfır yenik başladı Mete Kader öyle bir şeydi ki Onu hep boş yanından yakalamak için çaba sarf ediyordu Düşünsenize Öğrendiği ilk kelime “anne” oldu İlkokul öğretmeni “Kadın’dı” Ve babası ona bakarken hep bir sinir halindeydi Çocukluğu oldu mu Mete’nin sormak bile suç alında Büyüdükçe sorunlar artıyordu gözünde Hayat zor başlamış ve öyle devam ettirme konusunda Kararlıydı Mete mahallede ki acıyla bakılan gözlerden nefret ederdi Yaşı on sekiz olmuş ama bakışlar hala aynıydı Başarısız bir eğitim ve sorumsuz yıllarını yaşıyordu Hele hayatında ilk defa birine hissettiği yabancı bir hissi Tanımak derdi yok muydu birde Mahalleden aynı yaşlardaki Zehra kalbini sevgi denen şeyle Dolduruyordu. Tarifini bilmese bile Ve kızın bundan hiç haberi olmasa bile Mete birkaç kez denemiş fakat oralı bile olmamıştı kız Ama bıkmıyor sevgisi daha da artıyordu. Bir kere olsun yüzüne gülemez miydi kader Yıl 1992 Zaman öyle bir aktı ki Mete Amasya’da on beşinci piyade tugayında Yirmi kinci alayda çavuş talimgâhında asker buldu kendini Hayatında ilk defa bir yerde huzurlu Herkesle kendini eşit hissediyordu ve mutluydu Tam bana göreymiş diye düşündü çok kez. Yeni arkadaşlar yeni insanlar yeni hayatlar tanıyordu Bir tek özlem ve hasretleri farklıydı Onlar annesini babasını kız arkadaşını özlerken Mete Çalıştığı iş yerini oradaki arkadaşlarını Ve birde seksen sekiz model modifiyeli şahini ni özlüyordu Onlardı onu hayata bağlayan… İç güvenlik unsuru eğitimi alan timi Göreve hazırdı artık Her on beş günde bir tugaycının (tugay komutanın) Dediği gibi : Cudi gabar tımartepe Şırnak Hakkâri onları bekliyordu Gün gelmişti ve görev yeri Cudi idi Tim olarak oraya gidiyorlar ve vatanın onlara ihtiyacı vardı Canları pahasına Cudi Derlerdi de abartı zannederdik Diye mırıldandı Helikopterden Cudi dağlarına bakarken Ne melen bir yerdi burası ağaç denen şey olmaz mıydı buralarda Alışırdı ve alışacaktı buraya da Hem arkadaşları da yanındaydı komutanı da On iki kişilik Timde altı arkadaş kardeş gibiydiler Hele komutan cengiz hem baba hem arkadaş Onlara bildiği her şeyi anlatıyor “Görevim sizi hayatta tutmak evinize göndermek “ Derdi her sözünün sonunda ve kızdığı zaman genelde Eğitimsiz günleri geçmiyor daime hazır olmak parolaydı Buraya geleli altmış gün olmuş buradan bir yere çıkma şansları yoktu Eğitim yapıyor yemek yiyor uyuyorlardı Daha göreve çıkma sansını yakalayamamışlar Ama sabırsızlanıyorlardı artık Görev Sabaha karşı komutan cengiz, Herkesi tek tek uyardı görev zamanı gelmişti Komutanlardan Cengiz’e görev hakkında bilgi verilmiş Hareketlilik görülen noktaya yürüyüşle intikal edilecek Ve göreve en uygun tim onlardı. Tim yirmi dakikada hazırdı Gün ağarıyordu artık On iki km yürünecek tahmini varış süresi Üç saatti Tim intikal yürüyüş koluyla Aralarında yedi sekiz metre mesafe ile Sessizce ilerlemeye çalışıyordu Timin öncüleri Mete ve Alp ti Her ikisi de hem çok atletik çevik ve zeki askerlerdi Bölgeye yaklaştıkça komutan cengiz onlara daha da sokulmaya Muhabereyi artırmaya başlamış Beş dakika bir “Korkusuz bir” “korkusuz beş” rapor ver diye telsizden mırıldanıyordu Korkusuzdu timin adı Ve hepsi birbirinden korkusuzdu “Korkusuz beş şartlar aynı değişme yok” Diyordu Mete Bölgeye ulaşmışlar durum değerlendirmek için komutan Korunaklı bir yerde timi topladı unsurlara Saldırı planını anlattı. Üsle iribatlaşıp saldırı planını onaylatınca şenlik başlayacak dedi Komutan Ve emir geldi operasyon onaylandı Keskin nişancı alp yüksek bir mevkiden Timin gözü olacak Diğer unsurlarda tahmini on beş kişilik guruba sızmaya çalışacaklardı İlk atış hakkı Alp’teydi Susturucu takılmış uzun menzilli keskin nişancı tüfeği dürbününden Ortamı izliyordu Aşağısı ısınmaya başlamış artık çatışmaya ramak vardı Cengiz soldan Mete ile ilerliyordu Hemen önlerinde dört kişilik bir düşman unsuru vardı Alp ilk atışında birini indirdi İkincisinde birini daha Sonra cengiz ve mete diğerlerini, Artık çatışma başlamış Silah sesleri çınlatıyordu vadiyi Ağır makinalı nın sesi kurulmuş saat gibi Susmak bilmiyor nakış gibi işliyordu düşmanı Her şey beş dakika civarı sürmüştü silah sesleri durulmuş Cengiz emniyete almak için ortamı emirler yağdırıyordu Mete yanı başındaydı Birden Vurulmuş ama ölmemmiş bir şerefsizin Hain kalaşnikofun sesi ile yankılandı Cengiz yanından geçen mermileri hissetmişti adeta Meteni sol yanını yukardan aşağı taramıştı Elindeki tüfeğin şarjöründeki tüm mermileri boşalttı cengiz Ama Mete son sözlerini mırıldanıyordu Cengiz’in hayır çığlıkları arasında. “Bir kez olsun gül be kader yüzüme ilk çatışmada İlk çatışmada olur mu bu “ “Tenime dokunca hissediyorum ne kadar çürümüş İçimdeki sen kokulu maksadı aşan duygu İnce bir çizgi var sen tarafına geçmeme Ve ince bir hat var aramızda ölüme açılan yolda” ANNE……. Ve Mete nin babası ilk defa gururla bakıyordu oğluna Kırmız bayrağa sarılmış tabutun da… Arkası yarın…… |