NAZIMI ÇALDIN GURBET!Vuslata uzandıkça yana düştü kollarım; Dermanımı tüketip, dizimi çaldın gurbet! Sılaya yöneldikçe sana düştü yollarım; Yurtsuz, yuvasız koyup; özümü çaldın gurbet! Öte düştüm düşeli babamın ocağından, Kara toprağı saran anamın kucağından, Dondum! Fayda görmedim ikindi sıcağından, Yüreğimi üşütüp, yazımı çaldın gurbet! İçin için ağlarken, hiç baktın mı gözüme? Yerlerde sürünürken, güç kattın mı dizime? Kaç ilkyazı yaşattın, kaç gün doğdu yüzüme? Ömrümü taşa vurup, hazzımı çaldın gurbet! Gündoğumlarım çile, gecem ise perişan, Bin of düşer dilimden, ahlarıma karışan, Hüzün silahı çekip, gözüme aldı nişan; Gün yüzü göstermeyip, gözümü çaldın gurbet! Benim de aşka dair bir türküm olmalıydı, Sazımın tellerinden ruhuma dolmalıydı, Mutluluk her ne ise, beni de bulmalıydı, Türkümü söyletmeyip, sazımı çaldın gurbet! Yâren acı söz eder, boynumu bükmek için, Yüreğime el atar, gönlümü sökmek için, Gayrı omuz aramam, gözyaşı dökmek için, Gönlümü buz eyleyip, közümü çaldın gurbet! Fırtınalar koptukça, savruluyor küllerim, Hangi yanını tutsam, kavruluyor ellerim, Zerrem ağır geliyor, bir gariptir hâllerim; Derdimi ahraz edip, sözümü çaldın gurbet! Yarın bayramdır desem, kim koşacak çağrıma? Kim elini öptürüp, kim yaslanır bağrıma? Böyle boynu büküklük, çok gidiyor ağrıma; Ana-babasız koyup, nazımı çaldın gurbet! 27/04/2008 Saadet ÜN |
harika ya...
gülmelerim sevdiğimdendir
yanlış anlaşılmasın....