YAZGIMDA YALNIZLIK
Annemin ördüğü hırka düşmandı bana
Sırtıma her giydiğimde Yeniden koptum bir kadının dallarından Savunmasız Üryan Ürkek Kimse ne kadar yalnız olduğumu anlamazdı oysa Iki nefes arasındaki uzaklıkta Düşmeseysim boşluğa. Serin bir yaz gecesini özlemek gibi Kaldırım taşları eskimiş sokaklarda Toprak kokusunu duymak gibi İhanetler olurdu sırtımda Bir düz iki ters ilmekler. Dokunsa yüzüme sıcaklığımı duyardı oysa Canlılığımın son demlerinde Baksa ruhumun açık pencerelerinden Postalrengi kaldırımlar yerine Suyun sesine karışmış Çimenlerin kokusunu duyardı genzinde Şimdi üzerime sinmiş bir hırkanın Bir düz iki ters ilmeklerinde Yetişmem gereken bir hayat olduğunu hatırlardım belki Yazma bağlanmış bir taşa takılmasaydı yaşamım Kimse yalnız olduğumu anlamayacaktı oysa Kuralsız bir cümlenin sonunda Düşmeseydim günaha. Bağdaş kurup bir rahlenin önünde Başının gövdesine ağır geldiği saatlerde İlmek ilmek düştüğü çukurları örmüş Tüm yaşanmamışlıklarını miras diye bırakmış yazgıma Kederi boynuma borç Hüznü gözlerimde ev sahibi. Annemin ördüğü hırka düşmandı bana Kimse ne kadar yalnız olduğumu anlamayacaktı oysa İki göz arasındaki boşlukta Alın yazısının aktığı aralıkta Düşmeseydim karanlığa. Bir ömrü yaşayamamış kadınlar kime döker içini Annem ilmek ilmek dokunu ömrünü Ve ördüğü hırka düşmandı bana... Necla BEKTAŞ |
Kutlarım...
.................................................. Saygı ve Selamlar..