Hasretli ye Mektup / 4./Hasretlim, memleket havası solurum . çocukluğumun geçtiği Karadenizdeyim. Yazdıkça sana buralardan, kitap arasında saklayacaktım,mektupları, sandığım yoktu.. Arabadan inince, oksijeni bol olan havasını çektim ciğerlerime. Sahil yolunda yürüdüm ,rııhtımma vardığım da , Karadenizin hırçın mavi sularında , Geçmişe özlemler beyinimde holta atmaya başladı. Kendi kendime olmanın huzurundan olsa gerek. Esen rüzgarlar sahilde hoş geldin esinti der gibiydi bana .Sahi sen nerden bildin beni karadeniz ,esinti olduğumu , dedim içimden.. şiirce söylemlerim sesizce yürek haneme kayd ederdi. kalemde yoktu elimde o an amma, şiir olma gönül dedim kendime. // huzurun zamanını,yürek haneme kurdum. Bakışların ömrüme ,kışta baharı verdi. Gördüğüm düşleri hayra yordum. Bendeki sevdanla gönül vuslata erdi ..//.___ Dalgın vede yorgundum ,seni düşünüyordum . Hırçındı deniz,duygusaldı esinti.. Uzun dere kenarından giden yoldan giriliyordu mahalleme. İlk baştaydı mahallemde Samiye teyzenin evi ,kapısının önüne oturmuş, Samiye teyze hala yerinde , -Hoş geldun kızum mm gönül ,dedi Eline vardım gözlerine baktım , Ah koca çınarıydın mahallemizin sen , onca geçmiş kokuyordu ki nefesinde ah Samiye teyze . Söylendi bana ,,nedendi ki anlamadım sever miydi benide derdi yoksa , başladı konuşmaya; -Gönül, haburaları özlemezmisun, anani bubani , nedendur yıllar yılı geçtikçe celursun .bak kızum ne diyeceyum, bırak şu gurbetu gel hepten göç evunde vardur,memleketindur, ne beklersun andur galasuca İstanbullarda da. -geleceğim Samiye teyze zamanı vardır ,az kaldı deyip hoş ayaküstü sohbetten sonra ilerledim yoluma. Geçmişten izler yok olmuşcasına, baka baka yeni yapılan taş binalar arasından yürüyordum. Ben yabancı gibiydim doğduğum topraklara,ben kaybolmuş gibiydim. Mahallemde yoktu benim zamandakiler yerli yerinde.. En çok da Cemal dayının bakkalını aradı gözlerim, ilkokula giderken sabah bakkala gider ama önce siyah önlüğümü de giyerdim. kahvaltıya ekmeği yetişmek için koşar adımlarda soluk soluğa hemen derdim -"Günaydın Cemal dayıııı, geldi mi ekmek ver iki tane", der - "her sabahki gibi ilk müşterime Gönül hanıma hemen iki ekmek geldiii sıcacık fırından yeni çıktı "..derdi bakkal Cemal dayı.. Sevecen ,yaşlı tonton Cemal amcam işte bakkalın önündeyim ama yoksun . Bakkal kapısına uzun tahtalar çakılmış,kara kilitler vurulmuştu. Ben yürümeye devam ediyordum . Geçmişte saklı bir güne,tarihi bilemem ne . Birden kaldırım taşlarını saymaya başladım , Çizgi taş oynamak geldi içimdeki o çocuk la, iyi bilirdik,büyümezdik biz. Annem at kuyruğu yapardı saçlarımı , Uzun siyah gürdü, belime kadar. Bayramları elbisemin rengini mavi olsun isterdim , Göz nuruyla,dikiş makinasın da kendi elleriyle dikerdi annem, Pazardan pazen kumaşı almadan önce sorardı , "Hangi renk istersin "diye , derdim "mavi olsun annem". .Düşündüm de ben sahi çocukken bile mavi yi severdim ama mavi anlamını bilmezdim, büyüğünce öğrenecektim öğretmşti hasretli.. Bak yine seni yazmadan adını anmadan duramıyorum hasretlim. maviyi öğretenim.. Ben yürümeye devam ediyordum . Geçmişte saklı bir güne,tarih bilemem ne. Mahallem ne çok değişmişti ,Eskiden martılar da yoktu. ne çok çoğalmıştı. Ben yürürken gökyüzünden bana eşlik ediyorlardı. bir an gözlerim ağaçla saklı ahşap evi aradı . Bulamadım yerli yerinde aradıklarımı, Değişkendi evren,değişkendi insan .. Ruhun damıtıllması olurmuy du,olurdu. Ölümsüz olmazdı elbet hiç bir şey, Acıttı içimi, o günler ,çocukluğumun anıların daki hava yoktu. Yoktu görmek istediklerim. Toprağın kokusu bile değişmişken ,yağmuru seven iklimlerinde. Yosun kokuları getirirdi rüzgar mavi denizden , Salkım salkım saçaklı saçlarımın arasından eserdi. Bir tek o ahşap ev yoktu yerinde sanki,devleşen binaların inadına. Ah Tahsin amca ,çakır abla sizde yoktunuz. _Devam edecek_ ESİNTİN |
hasretli den hasret duyulan çocuk anılar.. memleket ve insanlara geçtik..
tebrikler.