02:20
büyülü bir yangın ardında,küllerin arasında
geniş ve bakımlı bir ormanda saat 02:20 olunca yabanı hayvanlar suya iner, yavaşça birbirine yaklaşan iki sırtlanın emin olduğu tek şey vardır o saatte, kalbin içine konulan naftalin bir daha ki aşk’a kadardır, bir belgeselde görmüştüm seni, zehrini aktardan alırken nehirlerin arasında bir sorun vardı, su istifasını basmış, birlik dağılmıştı aklının zerafetiyle yetindim ben ormanda birbirine neden küstüklerini unutan iki balığın barışmalarınıda masada unutmaları vardı mayıs ayında hayvanlar yenilecek ve yenecek diye ikiye sen 1’e ayrılmıştın üst üste 6 gelen iki kaplumbağanın şansı bu Hume neden öldü ve Tanrı aslen nereli ormanın giziydi kader birliği yaptım saçlarınla günde 6 saat gözlerine baktığım sigortasız bir işim vardı, ve saat hala 02:20 idi, hiç birimizin saatleri geri alıcak gücü yoktu zehir önce yüzümüze vurdu ağzım aslen taşralıdır,ama dişlerim okumuş cocuklardı gözlerim gözlerinden 5 yaş büyük olmasına rağmen dayanamadı kasıp kavurdu ormanı müthiş bir et kokusu sardı bedenimi, il il bölündü bedenim saat 02:20 iydi, mayıstı güzellik ödenmesi zor bir borçtu ben sana çok borçluydum bir uçak düştü en son göğsüme bütün yolcuları senden oluşan.. 02.20 idi saat sana baktım, saat gibi kadındın,en azından yılda bir kere olsa da seni 1 kere geri alsaydım.. |