Hasret avcı ben avıİki eski âşık kadim dost gibi Yüzümü çevirsem darılır hasret Dervişi bezdiren eski post gibi İnce çizgilerle yarılır hasret Gece kâbuslara daldırır beni Uyku ortasında kaldırır beni Emaneti olsam çaldırır beni Damardan damara serilir hasret Çekerek önüme görünmez perde Bir buruk türküyü yatırır serde En olmadık yerde “haydi gel” der de Kaçarsam yakama sarılır hasret Yol boyu kaçarım ardımda eli Baldıran zehiri tescilli deli Kuru başak gibi zemheri dili İçimde öldükçe dirilir hasret Gördükçe kabarır ter dolu ocak Nefesi volkandan daha da sıcak Aman Makberî’ye açmasın kucak Ne durulur ne de yorulur hasret ______________Makberî |