Ne tuhaf şey dedi çocuk şu demokrasi
Vekil olsun diye oy verdiğim asi
Hizmet etsin diye seçtiğim vasi
Bana kızıyor
Sözle beni dövüyor
Olmadı uslanmazsam dayaktan
Göz göre beni ölüme gönderiyor

Gözünü sevdiğimin demoklesin kör kızı
Yorulma sen güzelim bırak elinden kılıcı
İniyor ince boynumuza giyotinin son hızı

Kesilmiş iz
Yaşımız on sekiz
Hah tam da vekil olacak yaştayız
On yedimiz de asılırız
On beşin de
---Çanakkaleden geri dönmez atalarımız---
Otuz yıldır savaştayız
Emanettir Vatana darılmayız
Al bayrağa sarılır tabutlarımız

Ve aleyna nihayet Cumhuriyet
Millet vekili zam ister sözünü okuyunca
İşimize gelmedi unuttuk cevabını duyunca
Öğretmen maaşını geçmesin ömür boyunca..

Daha yeni öğrendik;
Rakka ne ve Kobane
Rakı dan bana ne
Demedik..
Ama elbet bilirdik
Tee Çanakkaleden
Unutmadık Musul ve Kerkük’ü
Fırat suyu kan ağladı zehrini döktü
Barzal suratlı it yaktı kafa kağıtlı Türk’ü
Namusumuz al bayrağımızın yanına astı
İngiliz don artığı paçavrasını zıkkımın kökü



Ne menem şey dedi gök gözlü o adam
Şu saltanat.. Avrupalı bizi parçalarken
Çanakkale de Vatan namustur derken
Ve Padişah saray da otururken
"Süngü tak" dedi
"Ben size ölmeyi emrediyorum"
Asla geri dönmediler efendi..
Hey gidi Çanakkale

Çok değil beş yıl sonra
Mustafa Kemal adında
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin başında..
Baktılar ki adam yaman
Dediler aman
Oylayıp baş komutan yapalım heman
Eyvallah dedi Gazi buna da eyvallah
Yanım da bu Millet varken tamam

Yok öyle ballı börek efendi
İngilizin kuyruğuna yapışıp
Siayeyle ortak olup kapışıp
Bu Memleket dar gelir sana

Öyle kolay olmuyor Atatürk olmak
Ne de adam gibi Atatürk’çü olmak

Tam da bu yıl on altı nisandan
bir hafta sonra
"Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletin" bayramı var
Tam da bu yıl seneler sonra
Çocuklarımızın armağanı var
Çanakkale de toprağa düşen atalarını utandırma
Onların sana, senin torunlarına emanetin var unutma..