İlk adım Azazilkara kıyımdan, erguvanları kusan şehrimdeyim ve elimde, akıl ermeyen sandığım nice kovboy şapkalı amcalar yanında izlerdiğim yağmurla ki, her bir damlası bin acılar doğurur, paslı kapılarda işte bir akbaba, deniz fenerinde gün batışını izlemekte!... işte, ben! ... ... dokuz adımla dolanıp dünya çemberinde, darağaçları kuruyorum sözcüklere; mısır püskülleriyle o sözcükler ki _harflerin sevişmeleri_ ifade özürlü, embesiller; gözlerin ya da dokunuşun yanında... |