YOL AYRIMLARIBurgacına takılmışım dünyanın. Sürgün edilmişim yeryüzüne; Adem’ den beri… “Az gitmişim, uz gitmişim; dere tepe düz gitmiş’im.” Bilene bilene yaşamışım; keskin bir bıçak!!! Bazan çekiç olmuşum, bazan örs. Vurdukça dağıtmışım, vuruldukça dağılmışım. Vedalar doldurmuşum içime; kucak kucak; Sevgiler... Saygılar... düşünceler... kaygılar… Vefalı ve cefakar. Dolaşmışım diyar, diyar,ülke ülke yol almışım. Sınır dşı edilmişim, sınırlarım içinde; Uzadıkça; uzamış yollarım. Sonrası Mevla kerim… Şimdilik Spil Dağı’nın yükseğinden seyre dalarım. Kartal gib şahlanır yüreğim, pençelerim ellerim; Şehrin ışıklarına konarım. Zamana meydan okuyorum… Uzaktan ışıl ışıl görünsem de; yorgunum işte… Lakin; ne vefasızdır yüreğim, ne de, bi’ çareyim Dimdik ve ayaktayım. Fakat; bir şey var!!! Unutmuşum kahkahayı; Kaf Dağının arkasında. Çoşkuları mı arka bahçasinde bırakmışım. Zümrüt’ü Anka kuşunda. Çocukluğum mu…? Gömdüm içime; oyuncakları mı ikinci bene verdim. Gençliğm mi? Çok ötelerde kaldı, durur yüreğimde hüzünle İkinci bahr mı? Vallahi bilemem. Lakin… Ben yaşadıkça; yaşayacaktır o… Benle birlite. Kasırgalar la geçti ve geçmektedir bu ömür. Nice arkadaşlıklar, dostluklar gördüm; arkası yarım… Zorbalıklar da gördüm; zaman içinde… Nefretlerim mi? İlmek, ilmek… düğüm üstüne düğüm. Ödeşeceği günleri; özlemle beklemekte. Çok mu üzgünüm? Bilemem; belkide öyledir. Lakin dünde kaldı herşey. Ve herşeye rağmen; şimdi ben, yaşıyorum zamanı. Kaygılarımı ve korkularımı unuttum ben. Belki de kazançtır benim için bunlar. Asla unutmayacağım onları; Dünde yaşadığım o, anları. Şimdi; Ağrı dağı kadar yükseğindeyim evrenin. Yer çekimleri kontrol eder beni, gezinirim bi’ gafil. Ruhum yıldızlar da dolaşır, geceler boyu sel sefil. Boşlukta kalır rüyalarım, uyandığım da uykumdan. Ağırlığını taşır bedenim; gündüzün sıkıntısından. Ne kadar da çok yormuşum kendi mi; koşaradım yaşam… Nemrut Dağı gibi; harabeye dönmüş idim, bir zaman. Ya şimdi… Dört mevsim; zindan da da kalsa bedenim Olan oldu: Korkularım ve kaygılarım yok artık benim. Ya delirdim: ya da; aptallaştım. Taşıyacağım sırtlandığım yükleri; iştahla sırtımda İçimde beni üzen engelleri; tek tek kaldırdığımda Şimdi; İstabul kadar kalabalık; bir okadar da belalı Dosta dost, düşman’a düşman, zorbaya zorba; Karadeniz kadar haşin ve dalgalıyım ben. Coruh kadar azgın; Ölüdeniz kadar suskun ve sakin; Akdeniz kadar aydınlık; Ege Denizi kadar girintili ve çıkıntılıyım ben; Lakin; adacıkları kadar ıslak ve yosunludur yüreğim. Uzaklar da olsam da; İl’im kadar, cefakar. İlçem kadar vefasız değilim ben. Ordu’luyum ben. Kmuru İlçesinin; Fizme beldesinden; Çamuruna belendiğim; Karapınar Mahallesinden. Ekrem SAYGI 14.06.2016 Manisa |