K/ADIN NE?
Zamansız öfkeler,
Zamandan ırak adalar kadar yalnız insan: Demediklerine mal ettiği bir yangından arda kalan, Ilık yağmurların serzenişi yine Edimlerde mecburiyet, Demelerin esaretinde yitik bir özlem, Zamansızlığın telaşında, Takımadalar cumhuriyetinde bir mağlubiyet, Kör noktası mı sevda denen yenginin, Kırık mizaçlarda yaşama delalet Özgür çığlıklar yine vesvesenin hükmü, Kayıp yüklemlere yerleşik K/adın ne mi, Demek ise mazeret Bir de noksan mutluluğu ekerken satır aralarına. Hükmünde saklı nida, Dem/e/lerin kefareti; Belki’siz bir seyir olsa keşke; Keşke telaşın piri tüm sükûtun piri derviş tümceler, Konuşlu mu da adalet en dingin mertebede Bir de yitip gidenlere okunası rahmette mi gizli Kıvılcımların marazi öfkesi. Sözler batık aşk ise iksiri yüreğin; Saf tutmuşluğun da ikbali yarına uzanırken elim, El el üstünde madem, Yüreğin kibri de mi yalan, diyenlere niyazım, Kopup da geldiğim mazi düşmez iken yakamdan Bir de civcivli onca noksan imgelerin de düşmüşken peşine. Hadi, dönsene geçtiğin sapaktan; Tutsan keşke dilini silip de yüreğin kirini, En mahrem gölgeyi eylesen mesken, Tutuşan kelamdan arda kalan ne ise, Zifiri karanlık meali mi yoksa zulmün, Sesin yükselirken perde perde? Hadım edilse yalan, Un ufak edilmişliği cahil cesareti sevmelerin, Konuşlu isen en ırak matemi de sır bellemişken çok derinde; İzahı yok asla da olamaz madem tüm rest çekmişliğim K/adından mütevellit olmalıydı oysa evren Bir de kırık nidalar saklı tutulası, Nazenin bir yürek ise katledilesi Hanidir sıvışan duyguları da yol bellemişken. Usturuplu bir ölüm de mi zikreden Gidenin ardından Hele ki onca patavatsız gölgeler dururken rükua Açılmadık sır mı kaldı, söyle Bir de mihrabın k/ayıp nüansı, Tekil hürriyetlerin çoğul ihaneti Yine bendinde bir sır haznesinde ser; Yolu yakın kılansa goncadan bir matem, Mahremin en ücra yankısı K/adın ne? Sözlerde hür ve bakir hüsran; Yitenlerin meramı yine dünden bana hediye, Yarınları mimlemişken evren, Sorulardan bir buket yine kadını tok sesi, Adsız kimliklerle kesişirken yolu ölümün, Eş, baba iç güveysinden hallice bir matem, Sonların mücbir veryansını, Ansızın kemale eren benliğin ömürlük sitemi; Yine yorgun kulu Tanrı’nın Üzerine serilmişken ölü toprağı Yongası sadece kadının boş eli. |
Kaleminiz susmasın şaire
Selam ve saygı ile