Hasret Kaldımkızıl bir karanfilin dalına tutunan kanayan bir yaraydı ruhuma dolanan yokluğun dudağımda dili lal bir aşkın izleri en namert pusular kuruluyor göğsümün sol yanına ve en hain terk edilişlerin ardında kalıyorum sonra namussuz biz zamanda karanlığa kalan bir yağmur damlasını gecenin en karanlık saatlerinde içimde ağırlıyordum sonra dök içini döke bildiğin kadar bir ülkenin bütün bulutlarını içime boşaltıyordu gece içimden nefesimle adına dokunuyordum güneşini yitirmiş bir gün kadar çaresizdim ne zaman dokunsa bir türkü acılarıma bir yaprak dalından düşüyordu içim darmadağın içim paramparça içim kurak bir çöl son cinayetini işler gibi damarlarım ağıt yakılan bir coğrafyanın kuş seslerine karışıyordu nasıl yaşamdan kopuyorduk nasıl içimdeki sevincin düşüşüne tanık olmaktı bu sonra maviye çalan her bulutu griye boyadılar sesime değen sesine hasret kaldım bir savaşın ortasında özgürlüğü aradım seni aradım, kurak bir çölün ortasında göz pınarlarımda ardından kalan bir hüzün lanetlenmiş bir sevdayım ben bir yokluğa canımı adadım bir yaprak dalından düşüyordu düştüğü toprağa hasret kaldım ibrahim dalkılıç 02/03/2017 22:55 izmir |