zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
Şeker topladım kapı kapı
Başıboş uçurtmalar topladım geceden Sana bıraktım Posta kutuna Paspasın altına Komşuna Ağaç tepelerinden iniyorum İniyorum tependen Döl’e düştüğüm topraklara gidiyorum Şehrin orta yerinde Bir küçük pencere boyadım sana Perdesi leylak işleme Son şiirimi danteline iliştirdim Bir de mektup bıraktım Çamaşır ipine astım Kafesin ucuna astım İncirin dalına astım Elveda tütün gözlüm Gidiyorum, iki gözüm Girmezsem gece yanığı düşlerine Belki melek olabilirsin 10-Mart-2006/ Samsun |
Arkadaki asma köprüyü,onun altındaki dereyi gördüm. Nasıl unuturum..nasıl...
ilk gördüğüm eşekli bir çöpçüydü..ilk duyduğum onun sesiydi..Ben bu yüzden cama çıkmıştım..
Koşarken,cama,içerden birileri de duyuyordu ve yalnız değilsin eskici yükseliyordu dışarıya..
Sırf eskici..hurdacı..çöpçü arkadaşta bizi duysun diye...
Onun da radyosu vardı,Sibel Can’dı sesi yükselen..yada başka benzer bir ses..
İşte söylediğin gibi “şehrin “tam da “orta yerinde”..Belki küçük bir pencere boyayamıyordum ama çocuklar düşleyebiliyorum, burnu akan kara yağız çocuklar.
Bana bu satırlarla düşlettiğiniz için teşekkür ederim ,
Söğüt gölgesi , üzüm ekşisi dilerim kalemine
Saygımla