1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
863
Okunma
Sanma tat alırım seni üzerek
Zaman sallandıkça ben elenirim
Küllerimi, tellerinden süzerek
Yanağında durup gamzelenirim
Özlemle çatlarken taşım, toprağım
Bulutlar göklerde asılı kalır
Sararır gittikçe dalım, yaprağım
Çağla çağımızın fasılı kalır
Har şey dişe diştir, her şey göze göz
Bir bahis oynar ki geçmiş, gelecek
Buz keser bedenin, içinde bir köz
Geçmiştir yüzüne artık gülecek
Bir kış güneşidir saçına düşen
Isıtmaz da yalnız gözün kamaşır
İçin kaynar kazan durmadan taşan
Böyle ağırlığı. kim, nasıl taşır
Gelecek kaybolur karanlıklarda
Geçmişe yolculuk başlar inceden
Anlamazsın, kim zararda, kim karda
Dokuz doğurursun her düşünceden
Hatıralar ile tutarken halay
Elinde hangi el bakmazsın bile
Bir ölmüş güneşle, kararmış bir ay
Ve ansızın kopan büyük velvele
İki yanağından öptürmez hayat
Sen yine de düş gamzeli yanına
İşte binek taşı ve bir semiz at
Dehle gitsin can katarak canına
Hayrettin YAZICI
5.0
100% (1)