tek yoksamaakşamın karanlık ucuna asılı kaldı terin aç martılardan ödünç aldığın çığlık, gözlerin kaç gündür uykusuz bu aşk yarada soğuyan ağrı akşamın karanlık ucuna asılı kaldı terin eski bir palyaçonun ölümüne yas tut sen de ak düşürdün işte sakallarına yüreğinde kırık misketlerinden kalan bir acı.... saçlarında benim kokumu gezdirme, yolcuyum sevmekten yorgun düşmüş bir kelebeğe bak süsle beni, kokular sür, gerdanlığımı tak en ağza alınmadık tiz kahkahalar atacağım fırfırlı eteğimi giy, bir köçekten artakalan ordan bakma yunus, ben kendimde eksiğim alamut un sırları, guyuk han, keykavus başkalarının türkmen kiliminde halay kırık bir tüfek gibi, duruşunda uslanmış ordan bakma yunus, ben kendimde eksiğim boyacı çocuklar, serçeler kadar çok sesli... şakrak bir sabahın aş pazarında... ah sirkecide sabahlamış yine içimdeki şarapçı.. cigara ve madalya iskambil kağıtlarından bütün burçlar kırıldı, karanlık ucunda akşamın kız kavuran rüzgarında çıplak ayaklı bir dans o eski engels kitabından düşen kuru bir çiçek ayrılık bekçisi bir yardan kalan |