şairi olmayan
-kuram kuram parçalandım
bir deniz de gezmiş gibi- şairi olmayan bir dil kadar susacağım şimdi yalanını yitirmiş sahte çocuklar gibi zamana sığmayacak bana gönderilmiş tüm kötü şiirleri ezberledim yok etmek için şartlanmış klişe-estetik, ucuz dizelerin arsız damarını.. yeni bir Kerbela ya vardım ellerim bağlı ve duvarın dibinde diktatörler yağmur da yıkıyordu sıkıntılarını sen ki geçmektesin damarlarından hayatın saf yolcu bir gül gibi gecede üşümeyi düşünen biraz asil, biraz yobaz biraz da üç kağıtçı manifest kaydırak oynuyor şimdi geçen zamanda şafaklar ve çingene klarnet ölüm konçertoları büyüterek içinde kanaviçesine takılı kalırken sazın balkonda unutulmuş bir satranç tahtasına yazdım kolera salgını vardı Sağmacılarda ve Deniz abiyi asmışlardı karantinaya alınmıştık ’destanlarında bizim maceralarımız’ varsa, zaman kumundan ardımızda bıraktıklarımızdır şairin son keyifli akşamında aşklandığı odalar hayatın kübik senetleri tene işlenmiş her anınıza bir müze..her çığlığa bir mazo ordan rakı dolduruyordun bana ben de hafifçe öpüyordum uzaktan içinden gemiler geçen bir öpüş bana bir gökyüzü ısmarlıyordun gök gibi yüzünü çiziyordun ortalamadan gözümün çıplaklığını.. yazımın sokakta duruşunu içinden geçen trafik polisi bu akşam sıcak diyordu sıcak diyordum sırf sıcacık bir gecede Karaköyde çatılara çıkıp içimdeki Hazerfan’ı salıyordum sana bi gökyüzü ısmarlıyordum |