Metruk
Metruk...
Bir köyden ziyaretime gelmişti Henüz tanımadığım sessiz misafirimdi Boynu bükük, mütevazi, sesi buğulu bir garipti Fiziksel rahatsızlığı olan ve aşırı astımı bulunan nasipti Nihayet kalabalığı gönderdim ve kendisine dönüp buyurun dedim, irkildi Sizin için nasıl yardımcı olurum diye yeniden sual edince, hocam ben sizin için geldim dedi Her nasılsa gözlerinden yaş sökün etti, ben şaşkın bir vaziyette içimin titrediğini hissedip etkilendim Yakın bir ilgi göstererek ve dikkatlice dinleyerek tanımaya gayret ettim, ozan ve kendi halinde yazan bir hicrandı imrendim Dinlediğim ve şahit olduğum onca cefaya ve yokluğa rağmen sabrı, kanaati, edebi ve irfanı terennüm eden bir dost karşısında çaresizdim O... Bir umuttu Mahzun bir kuldu Masumluğu aşikar olandı Ruhunun hicran damlalarına kanan sabırdı Sinesinin meftun olduğu hüzün duvarlarını aşmaya çalışan akıldı Bahtına düşen cefaya, çileye metanetle baktı, hikmet ve sırrına adanmıştı Ne kadar ifade edemediği düşünceleri varsa zafiyete bırakmadı, edep ve itibarı halinde yaşattı Yanmadan yazmaya imrenmeyen zamandı, mizan ve kul olma haşyeti yüreğini titreten ve figanı hissedilen farktı İnsan... Solmayan ümit olmalı Ruhunun sahibinden uzaklaşmamalı Akıl nimetini, muhakeme yetisini iyi okumalı Hak ve hakikatin sesi olan vicdanı anlamaktan korkmamalı Yoksa varlığa, nefsine ait olmayı, prangayı boynuna takmayı seçen cehaletten kaçınmalı Gaflet ve dalaletin, heva ve adavetin bahanelerine sığınan, kendi hakikatinden o nispette uzaklaşan kul olmamalı Mustafa Cilasun |