NECE HAYATSuydu, pusuydu hayat Kuşku kırkkanat Herşey dünden çok bayat Ne med, ne cezir Ne hakan, ne vezir Bir tek emir Bir tek demir Henüz orta yerde yok on emir Yok parantez, kesir Bir kızıl kor güneş Bir dul toprak ay Ne ampul, ne şinanay Yürek, bir katil, Kabil Boşluk, kum, ebabil Kılıç-kalkan, bela Susuzluk kerbela Yok garip-gureba Ne taun, ne veba Ne yelken, ne fora Ne çöl, ne sahra Bir çıplak Adem Ve Havva Yürüdüler zamana Yok, kara lastik, kundura Arılar, karakarga, yasak meyve Okyanuslar, inci-mercan berhava Ve dağ dağ dünya Kısraklar gebe zamana Kuşlar, sincaplar kayın ağaçlarında İndiler bire birer toprağa Ve ilk kez karaya yürüdü kurbağa İnsan, bakmayı bilmezken sağa-sola Ağır yedi şamarı sol yanağından Bir ifrit çıktı kanından Önce bir kama yaptı kayadan Artık öç almak zamanı sahipsiz dünyadan Dünya sahipsiz değilmiş bilemedi Oturup, kanını emdi Kalmadı dünya, dünyalılara Uzun uzun baktı yıldızlara Ufuk şimdi kapkara Bir ağır külünk vebal Ve müebbet bir ceza Yaşanmaz oldu dünya Neden hala çiçek açar kirazlar Neden uçmaya çalışır kazlar Hayrettin YAZICI |
Bir arsız Havva(!)
şiir, binlerce yıllık zaman tünelinden geçirdi okuyucuyu.
yoruma kopyaladığım iki dize için susu(yorum).
selamlar.