KIZILDA AŞK
Kim bilir
Belki ölümün rengi için çok gencim, Yaşamak içinde çok geç kaldım kim bilir? Unutulmasını dilediğim bir kitabın arkasına saklandım Yazar beni anlatıp durdu bu kitabı okuyan var mı kim bilir? Üzülmenin en derin manası; Sokak lambalarının En güçlü ışıklarını verdikleri anda yer etti gönlüme... Üzülmeye hakkım var mıdır Kim bilir? Sokaklar birer canavar olmuşken Ruhuma kök salmış karanlık Anıları canlandırıyor Ve umursamıyorlar kanayan yerleri mi... Umursayacaklarını düşünüyorum kim bilir? Zamanın boynuna bir ip bağladım Bir ucunu da sıkıca bir elimde tutup Sürüklemeye devam ediyorum Belki de yaşamayı bundan ibaret sanıyorum Kim bilir? Sürünüyorum dostlar, annem ve babam Acıyor tenimin toprağa değen yerleri, Kanamalarım hakkını veriyorlar cezalarımın... Ağlıyorum ama belki ağlamıyorumdur kim bilir? Uçan kuşlara sorun beni en çok... Hangi gecede boyamışım gökyüzünü kan kızılıma Onlar iyi bilir... Daha iyi bilen vardır kim bilir? Aklım kızıla boyanmış, Toprak kızıl, ellerim kızıl Ufukta kendini gösteren güneş kızıl, Şehir şuan yaşamakta kızılı... Kızıla aşık mıyım kim bilir? Ey ölümüm, hüznüm, sokaklarım, gökyüzü kuşlarım Ve en sevdiğim kızılım Unutkanlık olmasın; yaşımın getirdiğini istemiyorum... Ölmenin rengini istiyorum bu kızıllıkta Tamda bir akşam vakti güneşin yorgun düştüğü bir anda Ben kızıla boyanıp ölmek ve olmak istiyorum... Yaşımın değil aklımın kızıllığını istiyorum... |