Alelacele
"Zahit bizi tan eyleme..."
Şiirce gülüşlüm hükmün verirse kadı Ferman çıkarırsa şu dağların beyi söyle de hele Kralı kalmış mı Arz’ın Süleyman... Zühre zümrüt yokuşunda büyüttüm ellerini ellerime Birbirine ne çok yakışıyordu çocuk ve uçurtma İpin kestim saç telin kopardım sakladım ağladım Gülüşünü yorgun kent kahvelerinde anlattım "Şehirler düşüyordu beyler şehirler bakın altını çiziyorum gülüşünde papatyalar büyüttüm ben iki metrekareye bir metrekare düşlerimde " Ölüm geçer önünden arkamdan diye alfabesine kelimeler eklediler memleketimin Menkul kıymet biçtiler taşına toprağına yaktılar yıktılar dikiş atıp sattılar ve bağırdılar. Dünya bizi kıskanıyorlar Ekmek kuyrukları büyüdü övüldü ve büzüldü konuştu ordan biri " sizi ekmeksiz bıraktım ama babasız bırakmadım " Büyülendi karıncalar dört asgari ücreti dört kişilik akşam yemeklerinde yiyenlere. Burda alelacele bir vatan hainliği edinmişim sonradan öğrendim sonradan öğrenilecek çok şey var misal günü gelince Sizi hem ekmeksiz hem babasız hemde dilsiz bıraktıklarında öğreneceğiniz. Gözünü kan bürümüş özünü hırs anlatmak için ve anlamak için bu kuşlar böyle uçsun gök de sizin değil ya kardeşim... Hesabı iyi tutun boynunuz altında kaldıkça çığlıkların acıyacak kiminiz kalacak. Akşam oldu karanlığa kaldık cehenneme giden yolu üzerimize yaptılar zevk ile... |
acıyı seviyoruz milletçek ve şiiri de sevdik.