Ne Yanine yani kızıl bir goncanın gölgesinde yüreği buz kesiği ağzı süt yanığı Allah’ın öz tanığı yeni kesilmiş göbek bağıyla bir bebeği /kar üstüne mi koysaydım senin gibi ne yani taş mı olsaydım kaldırımlara yol mu olsaydım yolsuz durumlara kuş mu olsaydım güneş mi, ay mı olsaydım ne olsaydım ki ben vicdansız ben ne olsaydım /duyulmazları mı duysaydım senin gibi ne yani kör göze şiş gibi zengine bahşiş gibi sadaka mıydı aşkın saman alevi miydi yansa mıydım yanmaya korktuğun yangınlarda usansa mıydım hiç sansa mıydım /bir hiç mi saysaydım aşkı senin gibi ne yani! |
anlatılabilir ?
Üstelik son derece yalın bir dil kullanılarak...
"yeni kesilmiş göbek bağıyla bir bebeği kar üstüne koymak"
Sevgilinin terk edişini, aşkı bırakıp gidişini böyle bir tanımlamayla anlatarak...
Hem de o bebeğin "yüreği buz kesiği"
"ağzı süt yanığı" ve de "Allah'ın öz tanığı"...
"Kaldırımlara taş olmak"
"Sen ne kadar taş yürekliymişsin" de diyebilirdi şair. Fakat ikinci bölümde bunu o kadar estetik
anlatmış ki, şiirde etkili anlatım bu işte !
Üçüncü bölümde sitem doruğa tırmanmış. Kısacık vurucu dizelerle anlatılmak istenen o kadar
mertçe anlatılmış ki, iki yanağınıza tokat yemiş gibi sersemletiyor.
Değerli üstad, feyz alınacak bir tarzınız var.
Teşekkür ve saygılarımla...