Yalancı
Sığındığım liman gâm arkadaşım
Gezinip durduğum oda yalancı Öz fikrim öz ruhum eskici düşüm Canıma can olan o da yalancı Renklerin renkleri damağın tadı Tamburun nağmesi udi’nin udu Adalet dağıtan la yüsel kadı Kanunda saydığı gıda yalancı Ne kaldı ki gerçek zaman ve zemin Ne kahve tadı var ne çayda demin Peş peşe dizilen vaat ve yemin Huzuru gösteren rota yalancı Siyaset terkibi medya kumaşı Hiçlerin face’de heplik telaşı Dinsizin camiden kalkan naaşı Ardından söylenen dua yalancı Üç adımlık dünya ve birkaç nefes Arada bir duran pıhtılı kafes Yolların yokuşu rüzgârdaki ses Ağlayan gözlerde vedâ yalancı Vefâ parça parça sadakât sakat Tabip tüccarların dilinde fakat Merhamet gurbette kimsesiz şefkât Özür dileyen yok hata yalancı Her gece odamı süsleyen rüya Kelâm sanatıyla işlenen oya Dizimdeki dermân gözümde ziyâ Kullara kul olan gedâ yalancı Makberî’ce yatsam derin uykuya Sahrada delirip düşsem korkuya Elimi uzatsam beliren suya Görünüp kaybolan su da yalancı ________________ Makberî |