BÜLBÜL İNLER,CAN İNLER
Ağrıyan akşamların, yangınına bakarken
Tutuşan deryaların, köpüğüne akarken Terk ettiğim düşlerin, güftesini yakarken Bende şimdi ben olan, bir ben inler, ten inler Kavrulmuşum baharla, bülbül inler, can inler Emsalsiz bir kuş gibi, kanat açtım âleme Bir tutam dilek için, yürek verdim kaleme Dönüşürken hislerim, tatlı tatlı melteme Bende şimdi ben olan, bir ben inler, ten inler Kavrulmuşum baharla, bülbül inler, can inler Titreyen dudaklarım, aşkı aşkla söylerken Üşüyen mısralarım, rengi renkle söylerken Dökülen bu dillerim, gülü şevkle söylerken Bende şimdi ben olan, bir ben inler, ten inler Kavrulmuşum baharla, bülbül inler, can inler İnliyor hülyalarım, Yunus’un iklimiyle Çağlıyor hayallerim, nurların mevsimiyle Tutuşuyor günlerim, güftelerin dizimiyle Bende şimdi ben olan, bir ben inler, ten inler Kavrulmuşum baharla, bülbül inler, can inler |
İnliyor hülyalarım, Yunus’un iklimiyle
Çağlıyor hayallerim, nurların mevsimiyle
Tutuşuyor günlerim, güftelerin dizimiyle
Bende şimdi ben olan, bir ben inler, ten inler
Kavrulmuşum baharla, bülbül inler, can inler
TEBRİKLERİM VE SAYGILARIMLA ŞAİR
Malum gül maşuk bülbül de aşıktır. Bülbülün güle olan aşkının niçin olduğu konusunda bu güne kadar sayısız yazı yazıldı, şiirler söylendi, destanlar, hikayeler anlatıldı. Peki ama nedendi bülbülün güle olan aşkı? Nedendi ta seher vakti başlayıp tan yeri ağarıncaya kadar süren seranatın sebebi?
Bazıları bülbülün güle olan aşkının sebebinin, bülbülün güle her bakışında Kainata Rahmet olarak gönderilen Hak Nebi’yi hatırlatmasının sebep olduğunu söylerler. Evet bülbül güle her bakışında Efendiler Efendisine nisbet edilmekten dolayı kıymet kazanan ve etraf-ı alemde şan ve şöhret bulan gülde, O’nun Cemalini müşahede ediyor ve bu müşahedenin şevkiyle güle seranatta bulunuyor deniyor. Gülü bizatihi renginden, kokusundan, şeklinden şemalinden dolayı değil, O’nu hatırlattığı için seviyor. Zaten esasında gafiller ve dalalete sapanların dışında her şey kendi diliyle doğru söyledin ve Hakk’a tercüman oldun deyip O’nu anlatıp, risaletini tasdik ettiğini duymuyor mu? Hayvanattan tutun bitkilere oradan alın cansız taşa toprağa kadar her şey O’nun şahidi ve Risaletinin tasdik edicisi değil mi? Gerçi O’nun bu tasdiklere ve tasdik edicilere ihtiyacı yoktur ama bu tasdik ediciler bu şehadetleriyle kendileri kıymet kazanmakta ve bülbülü güle aşık etmektedir.
Kim bilir gül de bülbül de sessiz ve sözsüz konuşmalarında birbirlerine neler neler söylüyorlar… Aslında bizler de onlar gibi olunca mutlu olmuyor muyuz.. bizler de sesten ve sözden ziyade özden konuşunca, kalpten kalbe giden o yolu bulup muhabbete dalınca ve muhabbetlerimizde Muhammedî muhabbette varınca mesut olmuyor muyuz?
Belli mi olur, kimini bir insan kimini bir bülbül irşad eder. Din nedir diye sorulunca Din nasihattir buyuruyor Güllerin ve Gönüllerin Sultanı. Evet kimi zaman bir arkadaşımız, kimi zaman bir büyüğümüz, kimi zaman bir kitap, kimi zaman bir ezan, kimi zaman hastalar, kimi zaman bir ölüm haberi nasihat eder bize. Kulak verip duyanlar, dikkat kesilip hissedenler de kainatta her bir canlının kendine mahsus yaşayışı, birbirleriyle olan münasebetleri ve gayet hikmetli ve mizanlı vücutlarıyla ne kadar etkili birer nasih olduklarını hisseder, görür ve zevk ederler.
Bütün bülbüller kendi nevleri hesabına o muhabbet-i Muhammedi’den hissedar olmak için her gün bıkmadan usanmadan güllerin başına üşüşür ve o gül vasıtasıyla Güller Gülü’nün kokusunu duymaya çalışırlar. Güle dil döker, nameler yakar, ta ki O’ndan bir haber getirsin de ondan sonra canını versin.… Şakır… şakır… şakır… ta ki takatten kesilip bir başka bülbülün gelip gülden haber sorması için kanını güle akıtır, kanı ona hayat olsun da sonra ki bülbüller gülden haber sorsunlar diye. Bülbülün bu ısrarı bize bir şeyler anlatıyor olsa gerek. Sabır, sebat ve bütün samimiyetimizle Muhammedi kapıdan ayrılmama, sürekli tazarru ve niyaz ile halimizi ona arz etme ve O’ndan gelecek bir hüsn-ü işareti yakalama. İşte dünyalara değişilmeyecek bir hazine. Güllerin Sultanından gelecek bir işaret ve memnuniyet izharı, Rabbimizin de bizden razı ve hoşnut olacağının ciddi bir emaresidir. Gül ile bülbül. Ümmet ve Hazret-i Muhammed (sallalahü aleyhi vesellem)…
Ey her şeye gücü yeten ve herkese sözü geçen Ululardan Ulu Yüce Allah’ım! Ne gülü bülbülden ne de bizi Efendimizden ayırma!…