1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1032
Okunma
Öyle bir sevda ki bu, Mecnun’a ar ettirip
Tüm sevdim diyenleri sözünden utandırır
Yusuf’un zindanını Yusuf’a yâr ettirip
Züleyha’nın gönlünde bir melek barındırır
Öyle bir çıra ki bu, senden ayrı yaşarken
Ölüme komşu olur, yaşıyorum sandırır
Varlığından uzakta yokluğunla üşürken
Hasretin kuyusunda sırf kendini yandırır
Öyle bir hülya ki bu, küheylanca dörtnala
Koştururken dolunay, bakışını andırır
Bir Zümrüd-ü Anka’nın kanadından kül, bal’a
Düşüyorken; vakitler özlemi canlandırır
Öyle bir yara ki bu, içten içe kanar da
Geceyle hemhal olur, uykudan uyandırır
Aleve sırdaş ruhum dostlarıyla yanar da
Acının eşiğini zirveye dayandırır
Öyle bir sahra ki bu, gül teninin nemini
Bir umman edasıyla seraba bulandırır
Kim ne bilir neminin bendeki önemini
Kim ne bilir bu garip kaç umman dolandırır
Öyle bir nevâ ki bu, göğsümün nihanında
Bir sükûta yer edip, sevdamı taçlandırır
Dimdik durarak sabrın, en zor imtihanında
Vuslatın kollarında bir umut uçlandırır
Öyle bir dua ki bu, Hakk’a gitmek üzere
Bir gönülden çıkarak, bir gönlü inandırır
Her telde bir yeniye niyet etmek üzere
O sırma saçlarında bir şiir sonlandırır.
#BıyıklıŞair #EhedAymaz
5.0
100% (7)