ÇIĞLIK
Yolunu şaşırmış gül
Derisi yüzülmüş ölümün vadisinde Ben iki gözyaşında saklıyım Gözyaşının çığlığı zamanı seyreder gözümde. Karanlıkta saklarım yüzümün iklimlerini Hızlı koşan her şarkının gittiği yerde Yaşlı kentlerin ayak izleri rüzgar olur Rengi kaybolan bozkırlarda Masal gibi anlatırım renkleri yaratan sesini. Kaç dünyadan sonra gelir düşlerime sızan ağrılar Hayatın yokuşlarını anlatır Bir de uçurumları yaşlı bir bahar Şarkılar da yorulur benim gibi Kentler yıkılır izler kaybolur Renginin peşine düşer bozkırlar Zamansız Saçlarına örükler dizer renkli masallar. Yola düşer gül Kalbi çöle dönmüş küskün sabahlar İki tatsız yağmur damlası yer Gözümde saklı çığlık şaha kalkar. Birşeyleri anımsadım dün Üşüyen hayalleri sakladım kollarımda Bir alaca vakit güneşe koşuyordu Çıktım sensizliği uğuldayan sokaklara Kaldırımlarda volta atardı gece ve bir de sessizlik Kovulmuşuz adımızla bilinen kentlerden Yıldızlara dokunmak kadar zordur kimsesizlik. Anılar da göçer düşlerime sızan ağrılara Hayat çığ gibi yuvarlanır tutunduğu yerden Ağıt yakar delice yaşlı bir bahar Ağıt gözlerime çocuk gibi bakar Sessizliği gölge edinir uğultu Kaldırımlar da kırılır geceye renk vermek adına Vadilerden süzülür derisi yüzülmüş ölüm Yıldızlar gece vakti günahlarıma sığındığında. Gülü koklarken aldığın nefes Ve sesin peşimde Ağlamayı denizlere attım Çığlıksa büyür içimde. Zeki Nurçin |
Kalbi çöle dönmüş küskün sabahlar
İki tatsız yağmur damlası yer
Gözümde saklı çığlık şaha kalkar.
çığlık içimizde sıkışan tek nefesle haykırışımız
nediyelim yüreğinize sağlık çok güzeldi kaleminiz daim olsun...