kelimelerin hikayesiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ben seslenirken dağlara sanki geri döner sesin bana
ayrılığın şu son yıllarında bırak gel be kuzum bu şehir sensiz çekilmiyor sokaklarında tanımadık yüzler var adeta ve hiç kimse senin kadar tanıdık gelmiyor bana
korkuyorum
soğudu buz gibi oldu ellerim tahammülüm yok beynimdeki sessizliğe her gün bir çentik daha atıyorum boş yer kalmadı duvarımda şu dağların yolcusu olsam getirse beni sana bak ne çok ağıtlar yakıyorum ardından isyan etmek ne haddime yerin kulağı var diyorum her seferinde buralara kış geldi sen seversin yeni yağan karın üzerinde dolaşmayı sen seversin aç kuşları doyurmayı duyuyor musun ellerim soğudu diyorum bir fincan kahvenin içinde aratma kendini |