KINALI YAPINCAK...
Serkeş tınısından muafım,
Doğurgan iklimlerin satır arası Ve hücremde ikilem yüklüyüm, Hükümsüzlüğüm ise kabulüm. Gün d/evrildi ansızın, Sükûta sarındığım bukalemun hüzün, Devre arası telaşlarım: Ucube bir sanıda çarptırıldığım en melun ceza. Gönülsüzüm soytarı bir imde Takılmışlığı plağın: O boğuk sesi neşe pınarım, Akabinde rest çektiğim paranoyamda saklı tuttuğum Adın. Kanatları kırık müridiyim aşkın ve ölümün, Bet sesi kayıp coğrafyaların soysuz eşrafı; Yitiminde bile tahakküm, Gülün dikeni de değilim Solduğum o günmüş meğer miladım Ve tutuşan yürek yangını. İzafi bir gölgeyim netice itibariyle: Ha ölmüşüm ha gülmüşüm, Kırık bir saz belirgin lehçede Ve duyarsız tüm gamlı notalar: Büzüştükçe gamı, Demledikçe efkârı, Hoyrat gölgeler yine hayatımın tek ilahı. Gözden düşmüşüm bir kere Varsın düşsün gözümden doya doya: Ağlamadığım günlere isyan belki de Katık yaptığım hüznün feryadı; Bir bukle de olsa dilediğim nice yalan Nice ifrat yine saklı haznemde; Görgüsüz bir aşk mı yoksa yüreğin ikrarı? Yine de demediklerimden mesulüm her ne Akla hizmetse, Karakaşına mı yanayım ölümün Noksan ritmine mi bağdaş kurayım hüznün: Demem o ki yaralım demem o ki kınalı yapıncağım, Derdi babam bir zamanlar: Kucağında ben Gözlerinde nem tüm yaşanmamışlığın, Kırık tekeri iken Düşmüşüm bir kez aşka Bir kez de olsa desen keşke: Mabedimde son kurşun Ve elimde asılı urgan: Tetikteyim her nasılsa Tetiğin de ucunda yine ömrün devrik rotası. |
Kadir dedesi şu resimdeki tatlı kıza bitti...
Güzel şiir için kutluyorum Kızım.