DEDİKLERİMDEN MESULÜM, YA DEMEDİKLERİM?Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Kümülâtif bildirgesi evrenin: Reşit sancılarda gizli makberin En derini ki indinde adaletin Yosun tutmuş dört yapraklı yonca, Miladı evrildikçe mabedin, Körüklü yangınlar bilumum meşrebi lav eden.
Varlıksız kayıplar,
Edilgen bir tümceye esir olmaksa, Hatta doğmaya yeniden ant içtiğim Ve zehrimi yine kendim içtim: Hani ölümsüz diye tabir edildiğim O menfi istikamet. Dediklerimden mesulüm ya demediklerim? Akla zarar bir coğrafya, Kaderin meşrebi mi engin, Yoksa boyutsuzluğumun cübbesi mi derin? Hadi, çöz elinden geldiğince: Sayısız sakınca ve çekince, Mağdur bir kelamdan ibaret madem mabedim, Ödeyeceğim kefareti de mi ben yükledim: Sarı çizmeli hangi ağa ise, Ödemeli aradım bu kez hem de son kez: Elimde boş bir kovan, Ölüme ramak kala son isyan: Mustarip olmaksa ne ala, İsyan belledinse: Tövbeler, hâşâ, Peki ya makûs talihim? Gönülsüz geldim dünden önce, Ömrü teğet geçtiğinden beri mutluluk İstifledim onca tahakkümü Hem de ne için? Sanrılarda yankılarım, Sonlardan ibaretim işin aslı: Hangi milat hangi eksen? Neydi sahi benim yörüngem? Asılsız sorularım ve nankör inkârları Ceberut batılların ikbalinde Tutturduğum son bir lehçe. İlk adım ve baş harfi menfi duyguların, Aldım boyumun ölçüsünü: Ellerimde tutanak ve bedelsiz yalanları Tut ki cefa, Ya da sür-gir bir hezimet: Boyunduruğundayım nice gölgenin, Eşrafımda kıyım, Doğamda umut, Batılım zifiri karanlık Hele ki makber bellediğim sözsüz nidalarım: Tek bir hıçkırık, Tek bir rütbe: Çoktan verdim istifamı elden, Kolaysa sen de vazgeç. Adımsız adları isyanların Mahrem bir dürtüde yeknesak, Gönülsüz hutbemde son bir dilek: Gömün beni kalemimle. |
Tabi ki mecazen.
Kendileri gitse de eserleri yaşar...
Kutluyorum Gülüm Kızım.