Tutanak
Tutmayan şeyleri yazdım
Uyku Ya da benim tuttuğum Ve fakat kendini oldurmayan inatçı Çok yıl geçmedi Sanirim cok ay gun Geçmedi Giden hiç bir şey yoktu ki ardından aglayim Kalanları biriktirdim Kelebek kanadı gibi Papatya falı İkindi çayı Eni konu saç savuran deniz meltemi Kıvrılmış kitap sayfası Çekmecede tükenmiş kalemler Bahçede nar Üzeri ciğ damlası Terasta üzüm kadar beklemiş Taklacı ak güvercin bedeni Zarfsiz yüzlerce mektup İki defter sigmamis yere göğe Son kederde boyumca ahlar Daha uzun gece sayayım mı Kabul görmeyen varlıklarım içimde kayboldukça Dehliz dehliz ustume Son vermeye bir şeylere -Alenen öyle bildiğin gibi Son vermeye bir ömre- Meyyal Olduğu kadar ağır kanlı Güç umduğum kadar güç Durabilmek yalnız Devrik kadını olmak kendi hanesinin Sokağının mahallesinin Bıyık altından kaç gülüşü varsa kaderin Topunun canını cehenneme keyfini dibine... Gittim Kalanlarimin gözlerinden geceyi sagaltacagima inanıp Yenik düşmeyi huy edinerek Gitti Dün olduğu kadar bugün de ... Yalnız kuyusu kaldı icimin Bağırırken tutmadı hani o başı tutan beni tutmayan Uyku... .Kör olduğunuz kadar sağırsınız da Biraz lal biraz topal Hoşça kal iki gözüm hoşça kal. |
Kalemin susmasın......
__________________________________________Selamlar